19. Hukuk Dairesi 2016/20325 E. , 2018/807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat (asıl) ve menfi tespit (birleşen) davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalar davalısı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR -
Asıl davada davacı vekili, davacının evine hırsız girdiğini ve davaya konu çeklerin çalındığını, daha sonra davalının çeklerle ilgili olarak icra takibi yapması üzerine çeklerin kimde olduğunun tespit edildiğini, davacının söz konusu çekleri makbuzla teslim aldığını ileri sürerek, davaya konu çeklerin davacıya istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ... vekili, dava dışı ... isimli kişinin davalıya olan borcunu adı geçen şahsın abisi olan dava dışı ...’ın ödemek istemesi üzerine bu kişinin davalıya çekleri verdiğini, çeklerden 5000 TL bedelli olanın dava dışı keşideci tarafından haricen ödendiğini, davalının çekleri 30.06.2009 tarihli tutanak ile dava dışı ...’dan aldığını oysa ki davacının bahsettiği hırsızlık olayının 11.07.2009 tarihinde olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/450 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili, davaya konu çekleri davacıların ...’a makbuzla teslim ettiklerini, çeklerde ...’ın cirosu olmadığı için ciro zincirinin kopuk olduğunu, dava dışı ... isimli şahsı davacıların tanımadığını, ticari ilişkilerinin ... ile olduğunu ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı ... vekili, davalının davaya konu çekleri dava dışı ...’dan aldığını, davacıları tanımadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/531 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili, davalı davaya konu çekleri müvekkillerinin asıl dava davacısı ..."a verdiklerini, bu sebeple davalı ..."ın ciranta sıfatının bulunmadığını ve cirosunun geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ..., davaya konu çeklerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, bu çeklerden 5.500 TL bedelli çekteki imzaya itiraz ettiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporları ve toplanan deliller uyarınca, davalı ..."ın söz konusu çeklerle ilgisinin bulunmadığını ve davalı ..."a bu çekleri devretmediğini beyan ettiği, çeklerin davacılardan ..."ın elinde iken çalındığı ile ilgili ceza davasının bulunduğu, bu durumda davalı lehine sağlıklı bir cironun olmadığı ve davalının iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davalarda davacıların davalılara borçlu olmadıklarının tespiti ile davaya konu çeklerin istirdatına karar verilmiş, hüküm asıl dava davacısı - birleşen dava davalısı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl dava, zayi nedeniyle iptal davasına konu olan çeklerin çek hamili tarafından takibe konulması üzerine açılmış çek istirdatı davasıdır. Çekler üzerinde çeklerin davacı ..."a ait olduğuna dair herhangi bir ibare olmadığı gibi davacı bu konuda herhangi bir yazılı delil de sunamamış olup mahkemenin gerekçesine konu ettiği Ağır Ceza Mahkemesi kararının kesinleştiğine dair de dosya içinde herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır. Birleşen 5. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında mahkemece verilen kararda davacıların imzaların istiklali prensibi gereğince 5. ciranta ..."ın cirosunu inkar etmiş olmasına değer verilmeyeceği düşünülmeden ve yine kesinleşip kesinleşmediği saptanamayan ceza davasında verilen karara dayanılarak dava kabul edilmiştir. Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında verilen karar ise temyiz edilmediği için temyiz incelemesi dışında tutulmuştur. Asıl ve birleşen 5. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında mevcut delil durumuna göre yazılı gerekçelerle davaların kabulü doğru olmamıştır. Mahkemece ceza davasında verilen karara dayanılabilmesi için bu ceza davasının davalı ..."un mahkumiyetine ilişkin kısmının dava konu çeklerle ilgisinin olması ve kararın kesinleşmesi gerekir. Bu açıdan da gerekli incelemenin yapılmadığı ve özellikle kesinleşme olgusunun saptanmadığı anlaşılmakla yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle asıl ve birleşen 5. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyalarının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde asıl ve birleşen davalar davalısı ..."a iadesine, 20/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.