20. Hukuk Dairesi 2014/3248 E. , 2014/5832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2013/35-2013/140
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli .... İlçesi, .....Mahallesi 156 ada 1688 parsel sayılı taşınmaz 200 m2 arsa niteliğinde davalılardan Ş.. Ç.. adına tapuda kayıtlı iken İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/618- 1983/812 sayılı kararı gereğince tamamının orman olması nedeniyle terkin edilerek sayfası kapatılmıştır.
Davacılar vekili çekişmeli taşınmazın ortak muris A.. Y.. ait olup orman sınırları dışına çıkartılması gereken yerlerden olduğu, taşınmazın mahkeme kararı ile orman sınırları içine alınmasından sonra yörede çalışma yapan 95 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca benzer nitelikteki yerler orman sınırları dışına çıkartıldığı halde, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde bırakıldığını ileri sürerek, taşınmazı orman sınırları içinde bırakan tahdidin iptali, yerin orman sınırları dışına çıkartılması gereken yerlerden olduğunun tespiti ve orman kadastro komisyon kararının bu şekilde düzeltilmesini, aksi takdirde taşınmazın m2 birim fiyatı 2000 TL"nin altında olmamak kaydıyla rayiç değeri tespit edilerek tarafına ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, davacıların mülkiyet hakkı kalmadığından dava açma hakkının bulunmadığı, dava konusu parsellerin 1981 yılından sonra dahi halen orman niteliğinde olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiş olması nedeniyle 2/B şartları taşımadığı, 2/B uygulaması ile orman sınır dışına çıkarma işlemi sadece Hazine adına olabileceğinden gerçek kişilerin 2/B uygulaması yapılmasını istemekte hukukî yararının bulunmadığı; kaldı ki, halen orman tahdidi içinde olan bir yerin hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkarılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikte bir davanın kişiler tarafından açılmasının da olası olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar; davacılar vekili tarafından, delilleri toplanmadan karar verilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk kez 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1980 yılında aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde; 1984 yılında 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulamaları yapılarak kesinleşmiştir. 1995 yılında ise 95 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca itiraza konu 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamaları yapılmış; bu çalışma 20/03/2013 tarihinde ilân edilmiştir.
Mahkemece, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden kurulan hüküm yerinde ise de davacının tüm talepleri hakkında karar verilmemiştir. Davacı tarafından; taşınmazın, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğunun tesbiti ile orman kadastro komisyon kararının düzeltilmesi; olmadığı takdirde, taşınmazın m2 birim fiyatı 2000.-TL"nin altında olmamak kaydıyla rayiç değerininin tesbit edilmesi ve tarafına ödenmesi istenmiştir. Mahkeme tarafından bu talep yönünden olumlu - olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Karar bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun hükmün kapsamı başlıklı 297. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. “ hükmüne aykırıdır.
Davacıların bedel istemi yönünden olumlu - olumsuz bir hüküm kurulmalı, bu istem hakkında mahkemenin görevli olup olmadığı hususu da değerlendirilmelidir.
Açıklanan nedenlerle usûl ve kanuna aykırılık teşkil eden hükmün bozulması gereklidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/05/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.