8. Hukuk Dairesi 2012/2075 E. , 2012/11890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine, kısmen açılmamış sayılmasına dair ...5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.05.2011 gün ve 145/162 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... ... (...) vekili ve ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...Merkez, Arapsuyu-Uncalı mevkiindeki 300 parsel sayılı taşınmazın 1942 yılından beri vekil edenlerinin miras bırakanlarının zilyetliğinde olduğunu, ...Kadastro Mahkemesinin 1995/66 Esas – 1996/146 Karar sayılı ilamı ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verildiğini, aynı mevkideki 302 sayılı taşınmazın ...Kadastro Mahkemesinin 1987/85 Esas – 1997/30 Karar sayılı hükmü ile davalılar adına tapuya tescil edildiğini, yargılama devam ederken 17.02.1988 tarihinde vekil edenlerinin miras bırakanlarının 04.02.1988 tarihli dilekçeyle müdahil olarak davaya katıldıklarını, müdahale dilekçelerinde 300 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının 302 parsel içerisinde kaldığını açıklayarak bu kısmın 300 parsele ilave edilmesini veya müstakil bir parsel haline getirilmesini talep ettiklerini, 17.02.1988 tarihli oturumda maliklerden ..., ... ve ...’un vekil edenlerinin miras bırakanlarının müdahale taleplerinin haklı ve yerinde olduğunu, yol çizgisinin 300 sayılı parsel aleyhine aşağıya kaydığını ve söz konusu parsellerin hali hazır durumlarının gerçeğe uymadığını beyan ettiklerini, Kadastro Mahkemesinin 20.03.1997 tarihli ve 1997/30 sayılı kararı ile müdahale talebinin kadastro mahkemesinin görev alanında olmaması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmak üzere görevsizlik kararı verildiğini açıklayarak 302 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden önce mevcut olan yol ile 300 parsel sayılı taşınmaz arasında kalan kısmının 300 parsele ilavesini veya müstakil bir parsel olarak vekil edenleri adına tapuya tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ...,...,...,...,...,...,...,... ve ... vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı süresinin dolduğunu, 300 parsel ile 302 parselin 1942 yılında tek parça halinde iken ...’tan davacı ve davalılar tarafından müştereken satın alındığını, aynı yıl taşınmazın taksim edildiğini, sınırlarının tespit edildiğini, 1972 yılında kadastro çalışmaları yapılırken araya yol konmak suretiyle taşınmazın 300 ve 302 parsel olarak ayrıldığını ve herkesin üzerine yazıldığını, tespitin doğru olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu taşınmazın 1948 yılında ... tarafından davacıların murisi Kerim ... ile ... ve ...’a noter senedi ile satılan 275 dönümlük taşınmaz olduğunu, satın alan şahısların taşınmazı kadastro tespitinden önce paylaştıklarını, hali hazırda zemin üzerinde bulunan yolun sınır olarak kabul edildiğini, kadastro çalışmaları sırasında bu yere uymayan bir tapuya dayanılarak tespit yapıldığını, yapılacak keşifte tespite dayanak olan tapunun bu taşınmaza uymadığının belirleneceğini açıklayarak harici satın alma senedinde gösterilen şekilde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 1999/1065-1313 sayılı davanın davacısı; ..., 300 nolu parsel ile 302 nolu parsel arasındaki kadastro tespitinden önceki yolun mevcut durumunun tespiti ile yol ile 300 parsel arasında kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile 300 sayılı parsele ilave edilmesine veya müstakil bir parsel olarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, dava, 1999/145 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davacı ... ... tarafından davalılar aleyhine açılan davanın reddine, ... dışındaki davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın HMK.nun 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine hüküm, davacı ... ... vekili ile davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitinden önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayalı olarak MK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasıdır.
Mahkemece, kadastro mahkemesinde açılan davada müdahale talebinde bulunan davacıların geçit hakkı için dava açtıkları kabul edilerek görevsizlik kararı verildiği, bu yönün temyiz edilmemek suretiyle kesinleştiği, taşınmazın bulunduğu bölgede imar geçtiği ve imar yollarının belirlendiğinden geçit hakkı için dava açılıp sürdürülmesinin mümkün olmadığı, keşif sırasında yolun davacıların iddia ettiği yerden geçtiğinin tam olarak ortaya konulamadığı benimsenerek davacı ...’nin davasının reddine, diğer davacıların davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de varılan bu sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Davacılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... kayıt maliklerinden ... ... mirasçısı olup ... ...’ın terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Bu durumda ... ... mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğunun kabulü gerekir. ... ... mirasçılarından ... davayı takip ettiğinden tüm ... ... mirasçıları yönünden davayı takip ettiğininde kabulü gerekir. Keza hüküm, ... ... mirasçılarından ... (...) ve ... tarafından temyiz edilmiş olduğundan temyiz işlemi tüm ... ... mirasçılarına sirayet eder. Davacı vekili 06.12.1999 tarihli delil listesinde, tanıklarını bildirdiği halde yapılan keşif sırasında davacı tanıkları dinlenmeden davacı ... (...)’ın davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Uyuşmazlık konusu 302 parsel sayılı taşınmaz ...Kadastro Hakimliğinin 11.12.1989 tarih ve 1987/85 Esas -1997/30 Karar sayılı hükmü ile 302 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi Kadir Aypar tarafından düzenlenen 06.03.1997 tarihli kroki ve raporda B harfiyle gösterilen 28296 m2’lik bölümünün özel orman niteliğinde ve statüsünde, B harfiyle gösterilen 72204 m2’lik bölümünün toplam 1440 hisse itibar edilerek 224’er hissenin Mustafa çocukları ..., ..., ... ve ..., 80’er hissenin ... çocukları ..., ..., ... adına, 56 hissenin...kızı ..., 21’er hissenin...çocukları ... (Ilgın), ..., ... (Askan), ..., ..., Fatma Karabulut, ... ve ..., 20 hissenin ... kızı ..., 12’şer hissenin ...çocukları ... (...), ... (...), ..., Dürdane Çakmak (Belin) ve ... (...) adlarına ayrı ayrı tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Yargıtay denetiminden geçerek 07.10.1998 tarihinde kesinleşmiştir. 300 parsel sayılı taşınmazın 16/32 hissesinin ...Kadastro Mahkemesinin 24.12.1997 tarih, 1997/255-270 sayılı hükmü ile davacı ... ve müştereklerinin murisi ... ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm 26.01.1998 tarihinde kesinleşmiştir.
Medeni Kanunun 701. maddesine göre 300 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden ... ...’ın terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu olmaktadır. Mecburi dava arkadaşlığında tek bir dava söz konusu olduğu için, dava arkadaşlarının birlikte hareket etmesi gerekir. Ancak tüm dava arkadaşlarının birlikte duruşmaya gelmesi ve yine birlikte işlem yapması davanın gecikmesine neden olduğundan duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış olduğu usul işlemlerinin usulüne uygun olarak davet edildiği halde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da geçerli olduğu kabul edilmiştir. Dava konusu olayda, ... ... mirasçısı ... (...) vekili duruşmaya gelerek davayı takip ettiğini bildirdiğine göre, ... ...’ın diğer mirasçıları olan ..., ..., ..., ... ve ... yönünden de davanın takip edildiğinin kabulü gerekir. Ayrıca, ... ... mirasçılarından ... (...) ve ...’ın hükmü temyiz etmeleri nedeniyle temyiz işleminin diğer mirasçılara da sirayet ettiğinin kabulü gerekir. Bu durumda ... dışındaki ... ... mirasçıları yönünden dosyanın takipsiz bırakıldığından işlemden kaldırılmasına ve 3 aylık süre içerisinde de yenilenmediğinden davalarının açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Her ne kadar, davacıların miras bırakanlarının 302 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olan ...Kadastro Mahkemesinin 1987/85 Esas -1997/30 Karar sayılı davasında yapmış oldukları müdahale talebi yönünden görevsizlik kararı verilmiş ise de kararın kesinleşme tarihinde yürürlükte bulunan HUMK.nun 193. maddesi hükümlerine göre görevsizlik kararını veren mahkemeye ya da görevli olduğu belirtilen mahkemeye yapılan başvuru sonucunda Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen ve Kadastro Mahkemesinde açılan davanın devamı niteliğinde bir dava bulunmayıp kararın kesinleştiği tarihten sonra hak düşürücü süre içerisinde kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açılan bağımsız bir dava mevcuttur. Bu durumda Kadastro Mahkemesinin müdahale talebini geçit hakkı davası olarak nitelemesi eldeki davayı etkilemez. Mahkemece, davacıların kadastro tespitinden önceki zilyetlikle iktisap iddiaları doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun olarak taraf tanıkları celp edilerek keşif mahallinde dinlenmeden hüküm kurulmuş olması HMK.nun 27. (HUMK.nun 73. m.) maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder niteliktedir. Anılan yasa maddesine göre hukuki dinlenme hakkı ispat hakkını da kapsamaktadır.
Öte yandan 302 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı dosya arasında bulunmadığı gibi hükmen tesciline ilişkin ...Kadastro Mahkemesinin 1987/85 Esas – 1997/ 30 Karar sayılı dava dosyasıda dosya arasında bulunmamaktadır. Mahkemece, anılan dosya bulunduğu yerden celp edilerek dosya arasına eklenmeli, davacı tanıkları ile mahkemece belirlenecek yerel bilirkişilerin HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, yerel bilirkişi ve tanıklardan kadastro tespitinden önce zeminde mevcut olduğu iddia edilen yolun neresi olduğu sorularak yolun bulunduğu yer açıklığa kavuşturulmalı, kadastro tespitinden önce mevcut olduğu iddia edilen yol zeminde belirlendiği takdirde bu yol ile davacıların murisinin paydaş olduğu, 300 parsel sayılı taşınmaz arasında kalan kısmın tespit tarihinden önce davacıların murisi ... ... ile ölümünden sonra mirasçılarının nizasız-fasılasız malik sıfatıyla 20 yıl süreyle zilyetliğinde bulunup bulunmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, 302 parsel bölümünün imar uygulaması sonucu gittiği taşınmazlar yönünden tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile davacı ...’nin davasının reddine, davacı ... dışındaki ... ... mirasçıları yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenle davacılar ... vekili ile davacı ...’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15"er TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ..."a ve ..."a ayrı ayrı iadesine 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.