12. Ceza Dairesi 2021/3625 E. , 2021/7960 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b-e, 22/3, 52, 52/4 maddeleri gereği mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ""...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış..."" ibarelerinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenlemenin yürürlükten kaldırıldığı gözetilmekle işbu mahkemenin 12/04/2016 tarihli, 2015/546 esas, 2016/331 karar sayılı kararının, Dairemiz 20/10/2020 tarihli, 2019/7052 esas, 2020/5334 karar sayılı ilamıyla temyiz incelemesi yapılarak ""Basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan"" bahisle bozulduğu, CMK 251 ve devamı maddelerinde Basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hakimin tercihine bırakıldığı değerlendirildiğinde bozma üzerine işbu mahkemenin yeniden yargılama yaparak 2020/4605 esas sayılı dosyasının 18/03/2021 tarihli 1 numaralı duruşma zaptında, bu hususun tartışılarak uygulanmamasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.03.2019 tarihli ve 2016/13-1281-2019/216 sayılı kararı ile benzer nitelikteki birçok kararında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
İncelenen dosyada; katılanın vekilinin yüzüne karşı verilen hükmün, UYAP üzerinden yapılan incelemede katılan vekili tarafından CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen tebliğden itibaren yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 29/03/2021 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış ise de; hükmün yasa yolu kısmında temyiz süresinin tefhimden itibaren ""15 gün"" olarak belirtilmesi sebebiyle, katılanın bu yanılgılı bildirimden kaynaklı olarak temyiz hakkını süresinde kullanmasının engellendiği ve katılanın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin genel usul ve yasaya aykırılık dışında bir sebebe dayanmayan, sanık müdafinin takdiri indirim ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine, bilinçli taksir hükümlerinin uygulama alanı bulmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanık aşırı yorgun, uykusuz ve alkollü şekilde işten eve dönerken, idaresindeki otomobille, gündüz vakti, meskun mahalde, üç şeritli, bölünmüş asfalt kaplama caddede orta şeritte seyrederken, olay mahalline geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönüne göre sağda bulunan kaldırımın üzerine çıkarak, kaldırımda bulunan yayaya çarpmasıyla, sanığın tam kusuruyla bir kişinin hayati tehlike geçirecek ve vücudundaki kemik kırıkları hayat fonksiyonlarını 6. dereceden etkileyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda;
TCK"nın 61/2. maddesine aykırı olarak TCK"nın 22/3. maddesinin TCK"nın 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması yerine, 89/2-b-e maddesinden sonra uygulanması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 2.maddesinin çıkartılarak yerine ""Sanığın aşırı derecede yorgun ve uykusuz durumda yada alkollü olarak araç kullandığı durumda kazaya sebep olabileceğini önceden öngördüğü halde katılanın yaralanmasını sonuçta istememiş olsa dahi bilinçli taksirli olduğu kabul edildiğinden sanığa verilen cezanın TCK 22/3 maddesi gereğince 1/3 oranında arttırılarak sanığın 266 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA ibaresinin eklenmesine, 3. maddesinin çıkartılarak yerine ""Katılanın rapor durumu dikkate alınarak sanığa verilen cezanın TCK"nın 89/2-b, e maddesi gereğince 1/2 oranında arttırılarak sanığın 399 GÜN ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA"" ibaresinin eklenerek hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 16/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.