Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16070 Esas 2018/806 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16070
Karar No: 2018/806
Karar Tarihi: 20.02.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16070 Esas 2018/806 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, davacılar ve davalı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin hile ile imzalatılarak kefil yapıldığının ve davacıların anılan kredi ile alakalarının olmadığının tespiti davasıdır. Davacılar, banka görevlisinin kendilerine kendi işlemleri ile ilgili olmayan evrakları imzalattırdığını iddia etmişlerdir. Ancak mahkemece, davacıların iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle davaları reddedilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu (TBK) 53. maddesi: Taraflardan biri, diğer tarafın kendi beyanı veya davranışıyla yanıltılmasını sağlamış veya onun yanıltılacağını öngörmüş ise, yanıltılan taraf, sözleşmeyle bağlı olmaktan kurtulabilir.
- TBK 189. maddesi: Kefil, borçlunun borcunu ifa etmemesi durumunda, borçlunun ifasından doğan tüm borçlarının yerine getirilmesinden sorumludur.
- Medeni Kanun (MK) 21. maddesi: Kısıtlıların iradeleri, kısıtlılık haliyle orantılı olarak ancak kısıtlı oldukları alanlarda hüküm ifade edebilir.
19. Hukuk Dairesi         2016/16070 E.  ,  2018/806 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, dava dışı ... ile davalı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davacılara hile ile imzalattırılarak kefil yapıldıklarını, davacıların davalı banka ile dava konusu kredi haricinde başka kredi ilişkilerinin bulunduğunu fakat davaya konu kredi ile alakalarının olmadığını, davalı banka görevlisinin davacılara kendi işlemleri ile ilgili evraklara imza attırıyormuş gibi davaya konu evrakları imzalattırdığını, anılan banka görevlisi hakkında bu tür eylemleri sebebiyle ceza yargılaması olduğunu ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların iddialarının asılsız olduğunu, davacıların tacir olduklarını, basiretli tacirin bu şekilde davranmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacıların iradelerinin hile ile fesada uğradığını ispat edemedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 20/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.