Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi 19.01.2010 tarihli dava dilekçesi ile; Ordu Mera Komisyonu Başkanlığı tarafından yapılan mera çalışmalarında, mera niteliği ile tesbit edilen .... ada ... parsel sayılı taşınmazın, dava dilekçesine ekli memleket haritasında belirtilen kordinatları arasında kalan kısmının orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, tesbitin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen 25.05.2012 tarihli rapor ve eki krokide (A1) ile işaretli 13936,67 m² ve (A2) ile işaretli 100348,69 m² yüzölçümlü bölümlerin mera niteliğinde olduğuna ilişkin tesbitin iptaliyle bu kısımların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mera komisyon kararının iptaline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Davacı Orman Yönetimi, mera niteliğiyle tesbit edilen ..... ada .... parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli memleket haritasında belirtilen kordinatlar arasında kalan kısmının orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, mera komisyon kararının iptali ve orman vasfıyla tescili istemiyle dava açmış olup, mahkemece, çekişmeli parselin (A1) ve (A2) ile işaretli bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, kalan (B) harfi ile işaretli bölümü hakkında ise sicil oluşturulmamıştır. Taşınmazın (B) harfi ile işaretli bölümü hakkında sicil oluşturulmamış olması yerinde olmadığı gibi davacı Orman Yönetimi, taşınmazın dava dilekçesine ekli memleket haritasında belirtilen kordinatlar arasında kalan kısmına ilişkin mera komisyon kararının iptali istemiyle dava açtığına ve yargılama sonunda davaya konu kısımların tesbitinin iptaline karar verildiğine göre, mahkemece davanın tamamen kabul edilmiş olduğu değerlendirilerek davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerekirken davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince, yargılama giderleri, harç ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken, aksine düşünce ile davalıdan alınarak davacıya verilmesi yolunda hüküm kurulması da usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/05/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.