20. Hukuk Dairesi 2014/2479 E. , 2014/5817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve ihbar olunan Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 101 ada 125 parsel sayılı 3573,26 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına; 101 ada 129 parsel sayılı 10577,27 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 12.01.1982 tarih ve 97 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak tarla vasfıyla ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına; 122 ada 1 parsel sayılı 7772,65 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa vasfıyla ... adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, 26/01/2009 havale tarihli dilekçeleri ile; davalılar adına tesbiti yapılan taşınmazların köy merası olduğunu iddia ederek tespitlerinin iptali ile köy merası olarak köy tüzel kişiliği adına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Hazine vekili, 22.04.2009 tarihli celsedeki beyanı ile; davacıların taşınmazların mera olduğu iddiasında bulunduğunu belirterek, meraların çıplak mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu ileri sürerek, davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili ve ihbar olunan Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde tesbit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmamaktadır. Mera tesbit çalışmaları tamamlanmış, ancak tahsis çalışması yapılmamıştır.
1- İhbar olunan Orman Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, dava, hükmü temyiz eden Orman Yönetimine mahkemece ihbar olunmak suretiyle bildirildiğine, bu durumun Orman Yönetimine taraf sıfatı kazandırmayacağına, kaldı ki, Orman Yönetimin usûlünce açılmış bağımsız bir davası olmadığı gibi, bu davaya 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi anlamında harcının yatırmak suretiyle
katılımı da bulunmadığına göre, bir hükmü yalnızca taraflarının temyiz edebileceği dikkate alındığında, davada taraf sıfatı kazanmayan Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece dava konusu taşınmazların davalıların zilyetliğinde bulunmadığı, davalılar tarafından sunulan tapu kayıtlarının dava konusu parsellere uymadığı, taşınmazların kadimden beri köylü tarafından hayvanlarını otlatmak sureti ile kullanıldığından davacıların davasının kabulü ile taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; davacı tarafın dayandığı tapu kayıtları yöntemine uygun olarak mahalline uygulanmamış, usulünce mera araştırması yapılmamıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların mera olup olmadığı konusundadır. Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı ve kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili ve idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve uzman bilirkişi, tapu fen memuru ve uzman ziraatçi bilirkişi, tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede 2008 yılında yapılmış mera tespit krokisinin ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı ve uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, dava konusu taşınmazların mera tespit krokisi kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından mera tahsisi yapılmadığından yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, davacıların dayandığı tapu kayıtları taşınmazlar başında mahalli bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, bilinmeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, dayanılan tapu kayıtlarının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek tapu kayıtları mahalline uyuyor ise tapu kaydının yüzölçümüyle geçerli kapsamını gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek keşfi izlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, öte yandan, uzman ziraatçi bilirkişi eliyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakları içeriğinde vurgulanan maddi ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, davalı olup olmadıkları tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmazların mera vasfında olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, taşınmazların öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak saptanmalı, ziraat uzmanından
bilimsel verilere dayalı, doyurucu rapor alınmalı, komşu parsel kayıtlarından da yararlanılarak toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; ihbar olunan Orman Yönetimin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz eden tarafların yatırdıkları temyiz harçlarının istek halinde iadesine 27/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.