Kamu görevini usulsüz üstlenme ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"na aykırılık suçlarından sanık ..."in 1136 sayılı Kanun"un 63/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun"un 63/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62, 52/2, 262/1, 62, 50/1-a maddeleri gereğince 500 Türk lirası ve 1.500 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 09/09/2009 tarihli ve 2007/1252 esas, 2009/922 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 24.01.2010 gün ve 3395 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığının 15.02.2010 gün ve KYB. 2010-23266 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 08/02/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 334. maddesi ile 1136 sayılı Kanun"un 63/2. maddesinde yapılan değişiklik sonucu anılan maddede öngörülen cezanın idarî para cezası olarak düzenlendiği ve bu değişikliğin sanığın lehine olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Ankara 4.Sulh Ceza Mahkemesinin 09.09.2009 tarihli ve 2007/1252 E.2009/922 K.sayılı kararının CMK.nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükümlüğe verilen 500 lira adli para cezasına dönüştürülmesine hükmün diğer yönlerinin aynen bırakılmasına, 18.01.2012 günü oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY

Kendini avukat olarak tanıtmak bicimindeki sanık eyleminin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu`nun 63/2 maddesinde yazılı ,kabahadi oluşturmadığını düşündüğümde bu konuda kanun yararına bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının takdiri için tevdi kararı verilmesi yerine verilen bozma kararı ve yapılan uygulamaya katılmıyorum.