4. Hukuk Dairesi 2018/4733 E. , 2019/582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı aleyhine 06/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız el koymadan kaynaklanan icra takibine itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, koruma tedbiri nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davacı şirket tarafından ithal edilen eşyalara mevzuata aykırı olarak gümrükte el konulduğunu ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiğini, bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğunu ve kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu, ancak bu süreçte eşyaların tasfiye edilerek satıldığını, borçlu idarenin iadesi gereken eşyaları satmış olması nedeniyle, ... 22. İcra Müdürlüğünün 2015/9516 esas sayılı takip dosyasında satış bedelinden ödenmesi gereken vergiler düştükten sonra kalan miktar için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı idare vekili, savcılığın el konulan eşyanın malike iadesine dair yazısının herhangi bir bedel içermediğinden ödenmesi gereken meblağın 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Tasfiye Yönetmeliğinin 31 ve 64. maddeleri uyarınca mevzuatın ön gördüğü şekilde belirlenmek suretiyle ödendiğini, davacı tarafından yapılan takibe bu nedenle itiraz ettiklerini ve ödeme belgelerini ibraz ettiklerini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı şirkete ait mefruşat türü eşyaya 20.05.2008 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ilgili olarak gümrükten girişi sırasında ithali bazı şartlara ve belgelere tabi bulunan eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal etmeye teşebbüs edildiği gerekçesiyle el konulduğu ve ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 29.07.2009 gün ve 2009/1287 değişik iş sayılı kararıyla mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiği, bu karara yapılan itirazın reddi üzerine kanun yararına bozma yoluna gidildiği ve Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.11.2012 gün, 2012/23118 esas ve 2012/27199 karar sayılı ilamıyla, kabahat oluşturmayan eylem nedeniyle mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle bu kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda, el koyma tarihi itibariyle uygulanacak mevzuat 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu olup "Koruma Tedbirleri Nedeni İle Tazminat" konusunu düzenleyen 141/1 maddesinin (j) bendinde eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya mal varlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebileceği, 142/2. maddesinde ise; istemin zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka ağır ceza dairesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
Somut davada, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve uyuşmazlığın niteliği ile talebe dayanak oluşturan alacağın koruma tedbiri nedeniyle tazminat istemine ilişkin olması birlikte gözetildiğinde, alacağın mevcudiyetini ve talep edilebilirliğini usulünce inceleme ve sonuçlandırma görevi ağır ceza mahkemesine aittir. Şu halde; dava konusu istem ilamsız icra takibine konu edilemeyeceğinden itirazın iptali davasına da konu edilemeyecek olup davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 11/02/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız koruma tedbiri nedeniyle uğranılan zararın giderimi için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davacı şirket tarafından ithal edilen eşyalara mevzuata aykırı olarak gümrükte el konulduğunu ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiğini, bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğunu ve kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu, ancak bu süreçte eşyaların tasfiye edilerek satıldığını, borçlu idarenin iadesi gereken eşyaları satmış olması nedeniyle, ... 22. İcra Müdürlüğünün 2015/9516 esas sayılı takip dosyasında satış bedelinden ödenmesi gereken vergiler düştükten sonra kalan miktar için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı idare vekili, savcılığın el konulan eşyanın malike iadesine dair yazısının herhangi bir bedel içermediğinden ödenmesi gereken meblağın 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Tasfiye Yönetmeliğinin 31 ve 64. maddeleri uyarınca mevzuatın ön
gördüğü şekilde belirlenmek suretiyle ödendiğini, davacı tarafından yapılan takibe bu nedenle itiraz ettiklerini ve ödeme belgelerini ibraz ettiklerini belirtilerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı şirkete ait mefruşat türü eşyaya 20.05.2008 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesiyle ilgili olarak gümrükten girişi sırasında ithali bazı şartlara ve belgelere tabi bulunan eşyayı aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal etmeye teşebbüs edildiği gerekçesiyle el konulduğu ve ... 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 29.07.2009 gün ve 2009/1287 değişik iş sayılı kararıyla mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verildiği, bu karara yapılan itirazın reddi üzerine kanun yararına bozma yoluna gidildiği ve Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.11.2012 gün, 2012/23118 esas ve 2012/27199 karar sayılı ilamıyla, kabahat oluşturmayan eylem nedeniyle mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilemeyeceği gerekçesiyle bu kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda, el koyma tarihi itibariyle uygulanacak mevzuat 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu olup "Koruma Tedbirleri Nedeni İle Tazminat" konusunu düzenleyen 141/1 maddesinin (j) bendinde eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya mal varlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını Devletten isteyebileceği, 142/2. maddesinde ise; istemin zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka ağır ceza dairesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davaya dayanak takip, koruma tedbiri nedeniyle haksız el konulduğu iddiasıyla uğranılan zararın giderilmesi istemli ilamsız icra takibi olup, davalının itirazı üzerine durmuş; davacı da eldeki davada davalının itirazının iptalini istemiştir.
Haksız eylem nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi için istenilen maddi ve manevi tazminatlar, tazminat davası açılarak istenebileceği gibi, ilamsız icra takibine de konu olabilirler. İcra İflas Kanunu ve H.M.K."da bunu engelleyici bir düzenleme bulunmamaktadır. İtirazın iptali davaları bir eda davası niteliğinde olup alacak veya tazminat davası gibi çözümlenmelidir. Bu nedenle, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemleri, tazminat veya alacak davaları gibi görevli mahkemelerde çözüme kavuşturulması gereken uyuşmazlıklardır.
Davacının ilamsız icra takibine konu ettiği koruma tedbiri nedeniyle davacı tarafından ithal edilen eşyalara el koyma tarihi 20/05/2008 olup, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan C.M.K.""nun 141/1 ve 142/2 maddeleri uyarınca, itirazının iptali davasının çözümünde ağır ceza mahkemesi görevlidir. Kaldı ki, İcra İflas Kanunu"nda Ağır Ceza Mahkemesinde itirazın iptali davasının çözümlenemeyeceğine dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu haliyle, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini düşündüğümden sayın coğunluğun bozma gerekçesine katılmamaktayım.11/02/2019