16. Hukuk Dairesi 2020/9265 E. , 2020/5907 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında Osmangazi İlçesi Mahallesi çalışma alanında ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 1620 parsel sayılı 19.100,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 10183 ada 172 parsel numarasıyla ve 19.824,07 metrekare yüzölçümlü olarak; davacı ... ve dava dışı ... adına kayıtlı bulunan eski 1619 parsel sayılı 10.525,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 10183 ada 173 parsel numarasıyla ve 10.045,45 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve ... adına kayıtlı bulunan eski 1600 parsel sayılı 4.825,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 10183 ada 174 parsel numarasıyla ve 5.625,39 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında hissedarı olduğu 10183 ada 173 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek, Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 10183 ada 172, 173 ve 174 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu tespitinin iptaline, 10183 ada 172 parsel sayılı taşınmazın 08/06/2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 113,15 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 76,73 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin parselden ifrazı ile aynı ada 173 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, 10183 ada 173 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 72,51 metrekare yüzölçümündeki bölümünün parselden ifrazı ile aynı ada 174 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, böylece 10183 ada 172 parsel sayılı taşınmazın 19.634,19 metrekare, aynı ada 173 parsel sayılı taşınmazın 10.162,82 metrekare ve aynı ada 174 parsel sayılı taşınmazın 5.697,90 metrekare yüzölçümüyle tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; davacının, nizalı eski 1619 (yeni 10183 ada 173) parsel sayılı taşınmazda tam paylı malik olmadığı, taşınmazın paylı şekilde davacı ... ile ... adına kayıtlı olmasına rağmen, diğer paydaşın davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesinde verilecek hüküm diğer paydaşın da hukukunu etkileyeceğinden, onun da davada yer alması gerekmektedir. Bu haliyle davada aktif dava ehliyetinin sağlandığından söz edilemez. Bilindiği üzere aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına ilişkin hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle davacıya, paylı olarak malik olduğu yeni 10183 ada 173 parsel sayılı taşınmazın diğer tapu maliki olan ...’nin yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmeli, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek esasa girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.