15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/27999 Karar No: 2016/3085 Karar Tarihi: 06.04.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/27999 Esas 2016/3085 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın dolandırıcılık suçu nedeniyle mahkumiyetine hükmedilmiştir. Mahkeme, sanığın müştekiyi arayarak kendini polis olarak tanıttığı ve hesabındaki parayı çekmeye çalışan başka şahıslara karşı müştekinin parasını sanığın belirttiği hesaba havale ettiği olayda dolandırıcılık suçu işlediği kararına varmıştır. Ancak, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğu cezasının sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hizmetinden yoksun bırakılmayı gerektirdiği gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi hatalı bulunmuştur. Bu nedenle, hüküm fıkrasından bahsi geçen kanun maddesi bölümü tamamen çıkartılmış ve yerine \"5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına\" ibaresi eklenerek hüküm düzeltilmiştir.
15. Ceza Dairesi 2013/27999 E. , 2016/3085 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık
Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın birleşen 2011/330 esas sayılı dosya yönünden ....."e karşı işlediği iddia edilen dolandırıcılık suçu yönünden karar verilmediğinden zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür. Sanığın müştekiyi arayarak kendini polis olarak tanıttığı, .... bankasındaki hesabına ait bilgilerinin başka şahıslar tarafından ele geçirildiğini, hesabındaki parayı çekmeye çalıştıklarını, .... bankasına giderek parasını çekmesini ve parayı vereceği hesap numarasına yatırmasını, bir gün sonra parasını 2 katı olarak çekebileceğini, hesap bilgilerinin çalan şahıslarında bu şekilde yakalanabileceğini müştekiye söylediği, müştekinin de bu sözlere inanarak 10.956 TL parayı sanığın belirtmiş olduğu hesaba havale ettiği olayda dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. Maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.