Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5941
Karar No: 2013/9762
Karar Tarihi: 10.06.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/5941 Esas 2013/9762 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalı şirketten satın aldıkları taşınmazın tapuda kendilerine devredilmediğini ve ödedikleri bedelin tamamını aldıklarını belirterek, taşınmazın tapuda kendilerine devredilmesini veya bedelin dava tarihindeki TL karşılığının hesaplanarak faiziyle birlikte iadesini talep etmiştir. Mahkeme, denkleştirici adalet ilkesi gereği bilirkişinin hesapları doğrultusunda davalılardan 406.790 TL tazminat ödenmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, hukuken geçersiz sözleşmelerin haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, Denkleştirici Adalet Kuralı'nın da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, HMK 26. maddesi de açıklanarak, mahkemenin talebe bağlılık ilkesine uygun karar vermesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, tapusuz taşınmaz satış sözleşmelerinin hukuken geçersiz olduğu ve tarafların bu durumda haksız iktisap kuralları uyarınca geri istek hakkına sahip oldukları belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: HMK 26, EMK.634 yeni, M.K.706, BK. 213, Tapu Kn. 26 ve Noterlik Kn. 60. md. leri.
3. Hukuk Dairesi         2013/5941 E.  ,  2013/9762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ)

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin davacılara 17/09/2008 tarihli sözleşme ile taşınmaz sattığını, 27/09/2008"de 147.000 ... Sterlininin tamamının ödendiğini, taşınmazın tapuda devrinin yapılmadığı belirterek, taşınmazın davacılar adına tescilini, mümkün değil ise 147.000 ... Sterlininin dava tarihindeki TL karşılığının (fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere) hesaplanarak 17/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
    Mahkemece; ödenen bedelin ödeme tarihindeki TL karşılığının tespit edilerek ödeme tarihinden dava tarihine kadar ulaşacağı değerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince bilirkişiye hesaplatıldığı belirtilmiş ve 406.790 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda; mahkeme tarafından hükme dayanak olarak alınan bilirkişi raporunda ve ek bilirkişi raporunda denkleştirici adalet kuralına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
    HMK 26. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
    Dava dilekçesinde taşınmazın davacılar adına tescili mümkün olmadığı takdirde ödenen 147.000 ... Sterlininin dava tarihindeki TL karşılığının hesaplanarak sözleşme tarihi olan 17/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir; talep sonucu açık, net şekilde ifade edilmiş olup, tereddüt oluşturmamaktadır. Mahkemece denkleştirci adalet kuralına göre hesaplama yapılan bilirkişi raporları benimsenerek hüküm oluşturulması; talebe bağlılık ilkesini düzenleyen HMK 26. maddesine uygun değildir.
    Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından Hukuken geçersizdir. (EMK.634 yeni, M.K.706, BK. 213, Tapu Kn. 26 ve Noterlik Kn. 60. md. leri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda, taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.
    Ne var ki; hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın haksız iktisap kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle haksız iktisabın kapsamını tesbitteki ilke ve esasların açıklanmasında zaruret vardır.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, Denkleştirici Adalet Kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.
    Hukuken geçersiz sözleşmelerde; Haksız İktisap Kuralı gereğince, verilenin iadesi için tasfiye şekli yönünden davacının talebinin değerlendirilmesi gerekli olup; davacının verilenin Aynen İadesini talep ettiğinden artık Denkleştirici Adalet Kuralı ile tasfiyeye gitmeye gerek olmamalıdır.
    Mahkemece; yapılması gereken, davacının talebine bağlı olarak 147.000 ... Sterlininin dava tarihi itibari ile....karşılığının hesaplatılması ve ulaşılacak bu bedelin hüküm altına alınmasına karar vermekten ibaret olup, yanılgılı değerlendirme ile taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi