
Esas No: 2016/9129
Karar No: 2016/13200
Karar Tarihi: 31.10.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/9129 Esas 2016/13200 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 13.09.2007-30.05.2014 tarihleri arası davalılara ait işyerinde kesintisiz hizmet akdine tabi olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır.
Somut olayda, davacı adına Kuruma davalı değişik işverenler tarafından yapılan bildirimler karşısında, davacının çalıştığı sürelerde işverenin veya işverenlerinin kim olduğu usulünce yapılacak araştırma neticesi tam olarak saptanmalı, davalı işveren ile bildirimlerin yapıldığı işverenler arasındaki ilişki açıklanmalı, taşeronluk ilişkisi bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bu yapılırken varsayımdan uzak hukuki gerekçelere dayanılmalı, Mahkemece, re"sen araştırma ilkesi ışığında; davacının hizmet döküm cetvelinde bulunan tüm işyerlerindeki bordrolu tanıklar ile komşu işyeri tanıkları resen belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı; davacının talebe konu dönemdeki çalışmalarının davalı ... yanında geçtiğinin anlaşılmasına göre, HMK m. 124 gereğince adı geçen işverenlere de usulüne uygun bir biçimde husumet yöneltilmeli ve bildirimlerin iptalinin gerekip gerekmediği irdelenmeli, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılmalı ve nihayetinde davacının çalıştığı iddia edilen süreler tereddütsüz belirlenerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.