Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9205
Karar No: 2013/12169
Karar Tarihi: 09.09.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/9205 Esas 2013/12169 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, tapu iptali ve tescil davası açarak miras muvazaası nedeniyle miras bırakan adına kayıtlı taşınmazın kendisine tescilini istemiştir. Mahkeme davacının taşınmaz miras hissesini sattığını ve konuyla ilgisinin kalmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, dosyada bulunan veraset ilamından mirasbırakanın diğer mirasçılarıyla birlikte davada yer almayan tarafların da bulunduğu ve terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Elbirliği halinde mülkiyetin ortaklık bağından kaynaklandığı ve terekeye dahil olan mallara ortakların tamamının sahip olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, davanın tereke adına açıldığı gözetilerek davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, davacının miras hakkını diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile satması geçersizdir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu'nun 701-703, 678/1, ve 702/2.
1. Hukuk Dairesi         2013/9205 E.  ,  2013/12169 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AYDIN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/01/2013
    NUMARASI : 2011/220-2013/43

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras bırakan adına tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının çekişme konusu taşınmazdaki miras hissesini sattığı ve anılan taşınmazla bir ilgisinin kalmadığı, bu nedenle dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyada bulunan veraset ilamından, mirasbırakan E... G..."nın 15.03.2011 tarihinde öldüğü, geride davacı ve davalı oğulları ile beş kızının mirasçı olarak kaldıkları, bu durumda miras bırakanın davada yer almayan taraflar dışında başka mirasçılarının da bulunduğu ve terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    Türk Medeni Kanununun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, T.M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    Türk Medeni Kanununun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Hal böyle olunca, davanın tereke adına açıldığı gözetilerek davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine T.M.K.nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabule göre de; TMK nun 678/1 maddesinde "" Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir."" hükmü yer almakta olup, anılan hüküm uyarınca davacının murisin katılımı ya da izni olmaksızın çekişmeli taşınmazdaki miras payını satmasına ilişkin 24.08.1999 tarihli adi yazılı belgenin geçersiz olduğu gözetilmeksizin, mahkemece anılan belgeye hukuki sonuç bağlanarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
    O halde mahkemece, öncelikle yukarıda açıklanan şekilde taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra toplanan ve toplanacak delillerin davada dayanılan muris muvazaası hukuksal sebebi bakımından değerlendirilmesi ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu hüküm tesisi doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi