1. Ceza Dairesi 2017/2129 E. , 2019/1400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
ÖLDÜRÜLEN : ...
SUÇ : Kasten öldürme, silahlı tehdit
HÜKÜM : TCK"nin 81, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası,
TCK"nin 106/2-a, 43, 62, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."ın maktul ..."yu kasten öldürme ve katılan ... ile müşteki ..."u silahla tehdit suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişkin cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekilinin öldürme suçunun vasfına, öldürme suçu yönünden tahrik hükümlerinin uygulanmasının isabetli olmadığına, eksik ceza verildiğine, sanık müdafiinin öldürme suçu yönünden tahrik indiriminin az olduğuna, silahlı tehdit suçunun unsurları itibariyle oluşmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a)Polis memuru olarak görev yapan sanık ..."in olay günü kız arkadaşı Filiz ile sivil olarak gezmeye çıktığı, maktul ..."ın işlettiği piknik alanında köfte ekmek yemek için oturdukları, bankın paralı olduğu hususunda iş yeri çalışanı ... tarafından sanığın uyarıldığı, sanığın kendisinin polis memuru olduğunu da belirterek mangal veya başkaca yemek siparişi vermeyeceklerini, tesiste fazla kalmayıp köftelerini yedikten sonra gideceklerini söylediği, iş yeri çalışanı Ali"nin durumu ilettiği patronu Vedat"ın sanığın yanına gelerek kaba ve hakaretamiz tavırlarla sanığa para vermeyecekse oradan ayrılmasını söylediği, sanığın bu davranıştan rahatsız olarak karşılık vermesiyle aralarında tartışma çıktığı akabinde maktul ve bir grup çalışanının fiili saldırısı sonucu sanığın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, maktulün gayri resmi eşi Beyhan"ın da yatıştırma çabaları sonrasında arkadaşı Filiz tarafından olay yerine çağrılan ambulansın sanığı hastaneye götürdüğü ve bu olayla ilgili adli soruşturmanın başlatıldığı, sanığın geceyi evinde geçirdikten sonra sabah saatlerinde tekrar maktulün işlettiği piknik alanına bu kez polis memuru olması nedeniyle kendisine teslim edildiğini belirttiği görev silahı ile geldiği, gün içinde gelecek müşterilere hazırlık yapan maktule bir gün önce yaşananların etkisiyle tabancasıyla ateş edip beşi öldürücü nitelikte yedi isabetle maktulü vurduğu, Vedat"ın aldığı yaralarla hayatını kaybettiği, sanığın iş yerini terk ederken "hepinizi öldüreceğim" diyerek silah tevcih ederek o sırada orada bulunan katılanlar Beyhan ve Ali"yi de tehdit ettiği olayda;
a)Maktul ..."tan kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve derecesi itibarıyla, 5237 sayılı TCK’nin 81 ve tahrik nedeniyle 12 yıl ile 18 yıl arasında hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK"nin 29/1. maddeleri uyarınca üst sınıra yakın bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın 14 yıl olarak belirlenmesi ve uygulamanın devamının da buna göre yapılması suretiyle sanığa eksik ceza tayin edilmesi,
b)Sanığın üzerine atılı silahla tehdit suçunu bir önceki gün kendisine karşı kasten yaralama eyleminde bulunan grup içerisinde yer alan müşteki ... ile birlikte sanığa karşı tahrik teşkil edecek herhangi bir eylemde bulunmayan katılan ..."a karşı gerçekleştirmesi nedeniyle sanığın asgari seviyeye yakın olarak tahrik indiriminden faydalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c)Sanığın Cumhuriyet savcılığında alınan 06.04.2014 tarihli beyanında eylemini görev silahıyla gerçekleştirdiğini beyan etmesine göre bu husus araştırılarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 266/1 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
d) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamanın hukuka aykırı olduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.