16. Hukuk Dairesi 2020/2212 E. , 2020/5903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında ve tapuda İ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1511 parsel sayılı 8.580,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 284 ada 23 parsel numarasıyla ve 6.907,82 metrekare yüzölçümlü olarak; davacıların murisi ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1512 parsel sayılı 5.160,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 284 ada 24 parsel numarasıyla ve 5.370,00 metrekare yüzölçümlü olarak; ...ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1501 parsel sayılı 5.540,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 284 ada 25 parsel numarasıyla ve 5.215,07 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1480 parsel sayılı 5.900,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 284 ada 29 parsel numarasıyla ve 5.263,96 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., uygulama kadastrosu sırasında, murisleri ...’ın paydaşı olduğu 284 ada 24 parsel sayılı taşınmazın, aynı ada 23, 25 ve 29 parsel sayılı taşınmazlarla olan sınırlarının yanlış tespit edildiğini ileri sürerek ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların ayrı ayrı reddine, dava konusu 284 ada 23, 24, 25 ve 29 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucu davacıların murisi ...’ın paydaşı olduğu 284 ada 24 parsel (eski 1512) sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiası ile açılmış olup, kayıt maliklerinin tamamının hukukunu ilgilendiren nitelikte bir davadır. Davacıların yüzölçümünde eksilme olduğunu iddia ettikleri 284 ada 24 parsel sayılı taşınmazın, müşterek mülkiyete konu olduğu, taşınmazda davacıların murisi ... dışında, başkaca paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle dava sonucunda verilecek hüküm tüm paydaşların hukukunu etkileyeceğinden, davaya diğer paydaşların da katılması zorunlu olup, mevcut hali ile aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez. Aktif dava ehliyeti dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilerek hüküm kurulması hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece; davacı tarafa, dava konusu taşınmazın paydaşlarından olan murisleri ...’ın kendileri dışındaki diğer mirasçıları ile taşınmazın murisleri dışındaki diğer paydaşları olan ... ve H...’ın yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmeli, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra işin esasına girilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek esasa girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 30.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.