20. Hukuk Dairesi 2014/3467 E. , 2014/5750 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2011
NUMARASI : 2011/75 - 2011/75
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalı R.. D.. ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, kadastro mahkemesine ayrı ayrı verdiği dava dilekçelerinde, ..... Köyü 172 ada 22 nolu (eski 1111 nolu parsel), 172 ada 23 nolu (eski 1110 nolu parsel) ve 247 ada 23 nolu (eski 694 nolu parsel) taşınmazların davalılar adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosunun askıya çıkarıldığını ve davalılar adına tesbit edildiğini, ancak taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bulunduğunu iddia ederek, tapuların iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosunun, kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun bulunduğu, davanın taşınmazların mülkiyetine yönelik olduğu gerekçesiyle, yenileme tesbitine itiraza yönelik davanın reddine ve görevsizliğe karar verilmiş, yargılamaya sulh hukuk mahkemesinde devam olunmuştur. Mahkemece dava değeri nedeniyle görevsizlik kararı verilerek yargılamaya asliye hukuk mahkemesinde devam olunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesince, çekişmeli taşınmazlardan 247 ada 23 nolu parselin ve 172 ada 23 nolu parselin (A) harfi ile gösterilen 6194,78 m2 yüzölçümlü bölümünün kesinleşen orman tahdidinin dışında kaldığı, 172 ada 22 nolu parselin tamamının ve 172 ada 23 nolu parselin (B) harfi ile gösterilen 18136,99 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 144.35 m2 yüzölçümlü bölümlerinin kesinleşen tahdidin içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve 172 ada 22 nolu parselin tamamı ile 172 ada 23 nolu parselin (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1953 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu, 21/07/1971 tarihinde ilân edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 1955 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Mahkemece, taşınmazların kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman bilirkişi raporunda 1953 yılında yapılan orman kadastrosunun ve 1971 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B haritalarındaki konumunun ayrı ayrı gösterilmediği anlaşılmaktadır. 1971 tarihli orman kadastro çalışmasına ait çalışma tutanakları da dosyaya getirtilmemiştir.
Mahkemece, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle; çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1953 ve 1971 yıllarında yapılıp kesinleştiği anlaşılan orman kadastrosu ve aplikasyon haritaları, her birine ait işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarını askı ilân tutanakları bulundukları yerlerden getirtilmeli, ikinci çalışmanın yalnızca aplikasyon çalışması mı olduğu, yoksa aynı zamanda yeni bir orman kadastro çalışması yapma yetkisi verip vermediği belirlenmeli, yalnızca aplikasyon çalışması ise bunun ilk orman kadastrosuna aykırı olamayacağı düşünülmeli, mahkemece Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek iki mühendis ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek koordinatlı müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetiminin ve davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/05/2014 günü oy birliği ile karar verildi.