13. Hukuk Dairesi 2018/2478 E. , 2020/3182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 2010 yılında bir iş ilişkisi nedeniyle tanıştıklarını, davalının kendisinden borç para istemesi üzerine 02.03.2010 tarihinde şahsi hesabından davalıya 50.000,00TL’yi borç olarak gönderdiğini, davalının kendisinden borç aldığını inkar ederek borcunu ödemediğini belirterek davalı aleyhine ... 23. İcra Müdürlüğünün 2012/14975 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve haksız itiraz sebebi ile %20"den aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, söz konusu bedelin hesabına havale edilmekle birlikte borç olarak gönderilmediğini, davacının ortağı olduğu Keten İnşaat ve Ticaret A.Ş. yetkililerinin kendisinin faaliyet gösterdiği Teşvikiye’deki dükkanının bir bölümünü kiralamak üzere teklif gönderdiklerini ve 02.03.2010 tarihinde de protokolü imzaladıklarını, protokolün 3. maddesine binaen sözleşme tarihinde davacının kendisinin hesabına 50.000,00 TL havale gönderdiğini, aradan geçen zamana rağmen kiracıların taşınmadığını ancak imzalanan protokol sebebiyle gayrimenkulü başkasına da kiraya veremediğini, bakiye kira bedeli olan 60.000,00 TL’nin ödenmesi için davacının ortağı olduğu şirkete ihtarname keşide edildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, ... 23. İcra Müdürlüğünün 2012/14975 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile, havale ile borç olarak gönderdiği paranın geri ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise, gönderilen paranın borç olarak değil taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince gönderildiğini savunarak, davanın reddini dilemiş, davacı vekili, söz konusu protokolün dava konusu para ile ilgisinin bulunmadığını, dava konusu paranın bu protokolden bağımsız olarak borç mahiyetinde verildiğini, 02.03.2010 tarihli protokolün bir “ön akit” olduğunu ve davacının ortağı olduğu dava dışı Keten İnşaat ve Ticaret A.Ş ile davalı arasındaki iş ilişkisinin bozulmasından kaynaklı yapılması planlanan kira sözleşmesinden karşılıklı olarak cayıldığını ve protokolün 3.bendi gereği taraflarınca yatırılması gereken peşinatın yatırılmadığını ileri sürmüşlerdir.
02.03.2010 tarihli belge incelendiğinde belgenin başlığında "protokol" yazılı olduğu, belgenin altında davacının ortağı olduğu şirketin ve davalının isimlerinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen 02.03.2010 tarihli protokolde “... 1-Kiralanan mülk ... İli, Şişli İlçesi, Teşvikiye Mahallesi, 99 pafta, 830 ada, 34 parseldeki dükkan niteliğindeki 4 nolu bağımsız bölümdür. 2-Kiracı yukarıda bilgileri verilen bağımsız bölümü -1-yıl süreyle kiralamıştır... 3-Kiracı ile kiralayan bir yıllık kira süresi için 110.000TL (yüzonbintürklirası) bedelle anlaşmışlardır.Bu bedelin 50.000TL’si(ellibintürklirası) sözleşme imzasında kiralayanın banka hesabına yatırılacaktır...” denilmektedir. Davalı, davaya konu paranın bu protokolün 3.maddesi gereği kendisine gönderildiğini, taraflar arasında kiracı-kiralayan ilişkisi olduğunu savunmuştur.
Gerçekten de paranın protokolle aynı gün davacının şahsi hesabından davalıya gönderildiği sabittir. HMK 199. maddesinde " uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamda ki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir." şeklinde düzenleme gereğince davalı tarafın dayandığı 02.03.2010 tarihli protokolün HMK"nun 199. Maddesi anlamında belge niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Nitekim mahkemece "Somut olayda davacı tarafın göndermiş olduğu havalenin açıklama kısmında paranın borç olarak gönderildiğinin belirtildiği, davalı tarafın iddia ettiği gibi protokol kapsamında bir kira ödemesinin olduğuna ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı, davalı taraf her ne kadar bu hususta tanık dinletmek istemiş ise de, gerek davanın sınırı gerekse niteliği gereği tanık dinlenmesinin ve tanıkla ispatın mümkün olmadığı, bu hali ile paranın borç olarak gönderildiğinin dosyaya sunulan EFT dekontu ile sabit olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca mahkemece, 02.03.2010 tarihli protokolün feshedilip edilmediği konusunda tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.