Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1155
Karar No: 2020/1444
Karar Tarihi: 03.03.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1155 Esas 2020/1444 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2017/1155 E.  ,  2020/1444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince, alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin iş akdinin sona ermesi üzerine, işçilerin tazminat haklarından asıl işverinin sorumlu olduğu iddiası ile asıl işveren tarafından ödenen bu tazminatların alt işverene ait hakedişten re"sen kesilmesi nedeniyle bu bedelllerin iadesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeleri hükümlerinin kendilerini bağlayacağı, kanundan doğan teselsül gereğince dış ilişkide, borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarı iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği, bu itibiarla 22.09.2014 tarihli sözleşmenin 22.1. Maddesi ile Teknik Şartnamenin 17.3, 18.7. Maddeleri uyarınca işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olduğu ve asıl işverenin kıdem tazminatını asıl sorumu olan davacıya ödenecek hakedişten kesmesi ve ödeme nedeniyle alt işverene müracaat hakkı doğduğundan ayrıca temerüde düşürmeye gerek bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi"nin 27.12.2016 tarihli ve 2016/69-64 Esas, Karar sayılı ilamı ile esastan reddolunmuştur.
    Bu kez, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
    İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında
    davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
    Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
    İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
    Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
    İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
    İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
    Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Bu durumda, mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davalı tarafça ödenen kıdem tazminatının tamamından son işverenin sorumlu tutulması doğru değildir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; yukarıda açıklanan gerekçeler ile ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı istinaf isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Ankara 14. ATM’nin 2016/273 Esas, 2016/544 Karar sayılı ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, HMK"nun 373/1. maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararının KALDIRILARAK dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 03.03.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi