(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2017/4298 E. , 2019/12311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava tarihinden 6 yıl kadar önce davalı ..."in davacı şirketi arayarak, akrabası olan diğer davalı ..."ın köyünde yapacağı inşaat için gerekli tüm malzemelerin bedeli kendisi tarafından ödenmek üzere adı geçene gönderilmesini talep ettiğini, davacı şirket yetkilisinin yakından tanıdığı davalı ..."in bu talebi üzerine diğer davalı ..."a gerekli inşaat malzemelerini gönderdiğini, Yaşar"ın bu malzemeleri inşaatında kullandığını, ancak malzemelerin bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, Yaşar"a teslim edilen malzemelerin dava tarihindeki değeri olan 9.890,50 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı ..."in akrabası diğer davalı ..."ın inşaatı için gerekli tüm malzemelerin bedeli kendisi tarafından ödenmek üzere adı geçene gönderilmesini davacı şirketten talep ettiği, davacının, davalı ..."in talebi üzerine diğer davalı ..."a gerekli inşaat malzemelerini gönderdiği, davalı ..."ın dava dilekçesinde belirtilen malzemeler ile ev yaptırdığını, bu malzemelerin bedeli konusunda davacı ile 8.000,00 TL karşılığında anlaşıldığını kabul ettiği gerekçelerine dayanılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 8.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki davada, dava değeri miktar itibarıyla tanıkla ispat sınırı üzerinde olduğundan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 203. Maddesinde öngörülen istisnalar da bulunmadığından davada tanık dinlenmesi ve tanık sözlerine itibar edilmesi mümkün değildir.
Diğer yandan, "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmünü içeren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 583/1 maddesine uygun şekilde yapılmış bir kefalet sözleşmesi de bulunmamaktadır.
Buna göre, davacı, davalı ..."in borçtan sorumlu olduğunu yasal delillerle ispat edemediğinden, Mahkemece bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan 136,62 TL harcın davalı-..."ye iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.