Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/4371 Esas 2013/10642 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4371
Karar No: 2013/10642
Karar Tarihi: 29.04.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/4371 Esas 2013/10642 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/4371 E.  ,  2013/10642 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, dava dışı şahsın kullandığı kredi kartı sözleşmesine kefil olduğunu, kredi kartı borçlarının borçlu tarafından ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından asıl borçlu ile birlikte kendisi hakkında icra takibi yaptığını asıl borçlu hakkındaki takip semeresiz kalmadan kefile başvurulamayacağından ve imzaladığı sözleşmede limitin belirli olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının dava dışı şahsın kredi kartı sözleşmesine müteselsil kefil ve müteselsil borçlu olarak imza attığı anlaşılmakta olup, kredi kartı sözleşmesini davacının kefil sıfatı ile imzaladığının kabulü gerekir. Bir kişinin hem kefil hem de müteselsil borçlu olması mümkün değildir. Öte yandan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesi "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmünü getirmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup adi yada müteselsil kefil ayrımı yapılmamıştır. Alacaklı asıl borçluya başvurup, alacağını tahsil edemediği takdirde kefile başvurup alacağının tahsilini isteyebilecektir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece resen göz önüne alınması zorunludur. Mahkemece, bu ilkeler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.