Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2598
Karar No: 2020/2237
Karar Tarihi: 09.03.2020

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/2598 Esas 2020/2237 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanığın Menemen İcra Müdürlüğü'ndeki haciz işlemleriyle ilgili sahte belgeler düzenlediği ve bu belgeleri posta yoluyla Menderes Tapu Müdürlüğü'ne gönderdiği iddiasıyla yargılandığı ve suçlu bulunduğu belirtilen bir ceza davasıyla ilgili olarak verilen bir karardır.
Kararda, sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlemesi sebebiyle mahkum edildiği ifade edilmiştir. Ayrıca, Menderes Tapu Müdürlüğü'nün sahte belgeleri doğrulama amacıyla ilgili kurumlardan soruşturma yapmadığı, ancak sahte belgeleri gönderen kurumun telefon ile aranarak doğrulukları teyit edildiği belirtilmiştir. Bu durumda, delillerin ve savunmaların doğru biçimde değerlendirildiği ve hükümde bir yanlışlık olmadığı sonucuna varılmıştır.
Kararda ayrıca, sanığın suçunun mevzuata uygun olarak belirlendiği ve yaptırımların doğru bir şekilde belirlendiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, sahtecilik suçuyla ilgili olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesi ve sahte belge düzenlenmesinin önlenmesiyle ilgili olarak 1431 sayılı Resmi Belgelerin Sahteliğinin Önlenmesi Hakkında Genelge gösterilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2019/2598 E.  ,  2020/2237 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanığın, Menemen İcra Müdürlüğünün 2010/1310 ve 2009/2808 Esas sayılı icra dosyaları kapsamında gayrimenkullerine konulan haczi kaldırmak amacıyla, 07.05.2012 tarihli iki adet sahte haciz fekki yazısını posta yoluyla Menderes Tapu Müdürlüğüne göndermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; Menderes Tapu Müdürlüğünün 06.02.2013 tarihli cevabi yazısında, haciz fekkine ilişkin yazı geldiğinde sahteciliğin önlenmesi amacıyla yazıyı gönderen kurumun telefon ile aranarak yazının doğru olup olmadığı teyit edildikten sonra işlemin sonuçlandırıldığının bildirilmesine karşın, postadan gelen haciz fekki yazılarının doğruluğunun ilgili kurumlardan sorularak teyit edilmesinin ülke çapında tüm tapu müdürlükleri için geçerli olan mutat bir uygulama olup olmadığı hakkında bilgi verilmesi amacıyla yazılan müzekkereye istinaden gönderilen Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 19.03.2018 tarihli cevabi yazısına göre, halen yürürlükte olduğu belirtilen 03.06.1975 tarih ve 1431 sayılı “Sahtecilik Olaylarına Karşı Alınması Gereken Tedbirler” konulu genelgede yazılı “...belgelerin tümden ya da tahrif edilerek sahte olarak oluşturulabilecekleri, bu nedenle fazla şüphe çekenler için ilgili idare ve mahkemeden sorulmasının elzem olduğu, aksine davranışın memurları, mali ve cezai mesuliyet altına sokacağı...” hususunun tüm tapu ve kadastro müdürlüklerine duyurulduğunun, bu nedenle tapu işlemlerinde sahteciliğin ve olası Hazine zararı ve memur sorumluluğunun doğmasının önlenmesi maksadıyla, şüpheye düşülmesi durumunda tapu sicilindeki işleme ilişkin ibraz edilen evrakın sıhhatinin araştırılmasının mutat bir uygulama haline geldiğinin belirtilmesi karşısında; mevzuat kapsamında haciz fekki yazılarının doğruluğunun ilgili icra dairelerinden sorulmasını zorunlu kılan bir düzenleme bulunmadığı, yalnızca tapu müdürlüklerine ibraz edilen tüm belgeler için geçerli olan ve sorumluluğun önlenmesi bakımından şüpheye düşülmesi durumunda, her türlü belgenin ilgili kurumlardan sorulması gerektiğine ilişkin genel bir düzenlemenin mevcut olduğu, bu nedenle mutat araştırma zorunluluğundan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA, 09.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi