4. Hukuk Dairesi 2016/14705 E. , 2019/568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/09/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin ... 9. İcra Müdürlüğünün 2008/9379 sayılı icra takip dosyasından satışa çıkarılan taşınmazı yapılan ihale sonucu satın aldığını ve tapuda adına tescil edildiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/86 esas sayılı dosyasında açılan tapu iptali ve tescil davasında verilen ve kesinleşen hükümle müvekkili adına olan tapu kaydının iptal edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin ihale alıcısı olarak ödediği parayı alabilmek için icra dosyasında satış talebinde bulunan ve ihale bedelini tahsil eden takip alacaklısı Akbank aleyhine ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/97 esas sayılı dosyasında açtığı davanın ise reddedilerek kesinleştiğini, daha sonra İcra Müdürlüğünden ödenen paranın iadesini talep ettiklerini, bu talebin reddedilmesi üzerine yaptıkları şikayetin ... 7. İcra Hukuk Mahkemesince 2014/91 esas sayılı dosyada verilen kararla reddedildiğini, bu kararın da kesinleştiğini, müvekkilinin iyiniyetle katıldığı ihale sonucu uğradığı zararların güvencesinin Devlet olduğunu belirterek, ödenen ihale bedeli, harçlar ve açılan davalar için yapılan masrafların davalı ... Bakanlığından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, husumet ve zamanaşımı itirazlarında bulunarak, ... 9. İcra Müdürlüğü dosyasında hukuka aykırı bir işlem bulunmadığını, davanın icra satışı nedeniyle sebepsiz zenginleşene yöneltilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan satıcının zapta karşı tekeffül borcuna ilişkin düzenlemeler uyarınca çözümlenmesi gerektiği, satıcı olan davalı kurumun satışın bozulması nedeniyle alıcının zararını gidermesi gerektiği, alıcının icra müdürlüğünün muamelesine ve taşınmazı takyidatlarından arındırılmış olarak elde edeceğine duyduğu güven sebebiyle uğradığı zararın tazminini satıcıdan talep edebileceği, tapu kaydına konulan ihtiyati tedbirin icra dosyasında satış kararı verildiği tarihten sonra ve ihale tarihinden önceki bir tarihte konulduğu, satış sonrası yapılacak tescilden önce durumun anlaşılması üzerine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ihtiyati
tedbir nedeniyle tescilde sakınca olup olmadığının sorulduğu, Mahkemeden olumlu cevap alınması üzerine tescilin gerçekleştirildiği, icra müdürlüğünün satış işleminde kusurlu bulunmadığı, ancak TBK gereğince satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunun/sorumluluğunun bulunması nedeniyle ihale alıcısının uğradığı zararları satıcı konumunda olan icra müdürlüğünden dolayısıyla davalı Bakanlıktan isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içinde bulunan ... 9. İcra Müdürlüğünün 2008/9379 sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı Akbank tarafından borçlu ... aleyhine 15/01/2008 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, ipotek konusu taşınmazı borçlu ...’ın 15/01/2008 tarihinde edindiği ve 16/01/2008 tarihinde ipotek alacaklısı Akbank lehine ipotek tesis edildiği, borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı banka tarafından 29/01/2009 tarihinde ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrilmesinin talep edildiği, taşınmazın birinci artırma tarihi olan 20/02/2009 tarihinde 65.000,00 TL bedelle ...’a ihale edildiği, ihale alıcısının 21.000,00 TL lik teminatı ilk satış günü, kalan ihale bedeli olan 44.000,00 TL yi 30/03/2009 tarihinde ödediği, 30/03/2009 tarihinde taşınmazın tüm takyidatları kaldırılarak ihale alıcısı adına kayıt ve tescilinin yapılması için tapu sicil müdürlüğüne yazı yazıldığı, ihale alıcısının 31/03/2009 tarihinde İcra Müdürlüğüne başvuruda bulunarak, tapu tescil belgesini ibraz ettiği Tapu Müdürlüğünce ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/98 esas sayılı dosyasından 24/02/2009 tarihinde verilen ihtiyati tedbir şerhi nedeniyle tescil işleminin yapılmadığını bildirdiği, ... 2. İcra Müdürlüğünün ihtiyati tedbir kararı veren ilgili Mahkemeye tedbirin tapu tescil belgesi verilmesine engel olup olmadığını sorduğu, gelen cevapta davaya konu taşınmaz üzerine dava sonuna kadar 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından 24/02/2009 tarihli müzekkere ile ihtiyati tedbir konulduğu, bu tedbirin cebri icra yoluyla satışa engel olmadığının bildirildiği, İcra Müdürlüğünün bunun üzerine yeniden Tapu Müdürlüğüne yazdığı ihale alıcısına tapu tescil belgesi verilmesi yönündeki yazısı üzerine, ... adına 01/04/2009 tarihinde tescil işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/98 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ... adına vesayeten ... tarafından davalı ... aleyhine 24/02/2009 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasında, ...’ın torunu ve ...’ın oğlu olan ...’a verilen ve 11/01/2008 tarihinde Noterde düzenlenen vekaletnameye istinaden 15/01/2008 tarihinde davaya konu dairenin tapusunun ...’a devredildiği, ...’ın vekaletname ve satış tarihlerinde ehliyetsiz olması nedeniyle, ... adına olan tapunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istediği, davanın açıldığı tarihte Mahkemece davaya konu bağımsız bölümün dava sonuna kadar 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu kararın tapu kaydına 25/02/2009 tarihinde işlendiği, Tapu Sicil Müdürlüğünün 01/04/2009 tarihli yazı ile ihtiyati tedbir şerhinin sicilden terkin edilerek davaya konu taşınmazın ihale alıcısı adına tescil edildiğini Mahkemeye bildirmesi üzerine, davacı vekilinin ihale alıcısı ...’ı davaya dahil ettiği, Mahkemece dahili davalı ... adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine 25/05/2009 tarihinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verdiği, yapılan yargılama sonucunda davalı ...’ın taşınmaz üzerinde 24/02/2009 tarihinde ihtiyati tedbir konulduğunu bilerek daha sonraki bir tarih olan 20/03/2009 tarihinde ihaleden taşınmazı satın aldığı, taşınmazın ihtilaflı olduğunu bilmesi nedeniyle iyiniyetli
kabul edilemeyeceği ve iktisabının korunamayacağı, davacı ...’in satış iradesinin bulunmadığı, gabinin unsurlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın ... adına olan kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline 24/11/2010 tarihinde karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 20/11/2011 tarihinde kesinleştği görülmektedir.
Yukarıda belirtilen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesi üzerine ... tarafından ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/97 esas sayılı dosyasında Akbank TAŞ aleyhine 09/12/2012 tarihinde açılan sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davasına ilişkin dosyanın incelenmesinde; yapılan yargılama sonucunda sebepsiz zenginleşenin davalı banka değil davalı bankadan 75.000,00 TL kredi alarak borcunu ödememesi sebebiyle taşınmazın satış bedeli kadar borcundan kurtulan ... olduğu, davalı Bankanın ise 75.000,00 TL kredi kullandırdığı halde taşınmazın satış bedeli kadar tahsilde bulunabildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 04/11/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı ...’ın bu kez ödediği ihale bedeli ve masrafların kendisine ödenmesini satış işlemini gerçekleştiren İcra Müdürlüğünden 22/11/2013 tarihinde talep ettiği, talebin reddedilmesi üzerine ... 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/91 esas sayılı dosyasında şikayette bulunduğu, Mahkemece memur işleminde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle şikayetin reddine 11/03/2014 tarihinde karar verildiği, işbu kararın temyiz edilmeksizin 21/04/2014 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Eldeki davada davacı, iyiniyetle cebri icra ihalesine girerek aldığı taşınmazın sonradan tapusunun iptaline karar verilmesi nedeniyle, uğradığı zararın giderilmesi isteminde bulunmaktadır. Somut olayda; yukarıda açıklanan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/98 esas sayılı kesinleşmiş kararında, taşınmazın sicil kaydına şerh verilmesine karşın taşınmazı icraen elde eden kişi yönünden oluşan sicil kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ...’ın bu durumu bilerek taşınmazı ihaleden satın aldığına ve iyiniyetli kabul edilemeyeceğine işaret edilmiş, bu husus artık kesinleşmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 5. maddesinde; “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak İdare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalar adliye mahkemelerinde bakılır” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan madde uyarınca ..., icra memurunun kusuru nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumludur. İcra Müdürlüğünce yapılan satış işleminde bir kusurun bulunmadığı eldeki davada mahkemenin de kabulündedir. Açıklanan nedenle, İİK’nun 5. maddesi uyarınca davalıdan tazminat istenebilmesinin şartları oluşmamıştır.
Eldeki davada mahkeme, icra müdürlüğünü yapılan cebri ihalede satıcı olarak nitelendirmek suretiyle TBK’nda düzenlenen satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğu nedeniyle, ihale alıcısının uğradığı zararları satıcı konumunda olan icra müdürlüğünden dolayısıyla davalı Bakanlıktan isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Öncelikle cebri artırma, satım konusu şey üzerinde tasarrufa yetkili kişinin rızasına bakılmaksızın resmi makamlar tarafından yapılan satımdır. Cebri artırmalar bir satımı oluşturmayıp, yerine getirme, resmi kurumca gerçekleştirilen bir kamu hukuku eylemi niteliğindedir. Bu eylem, borçların koğuşturulması konusunda belli sonuçlar meydana getirir.
Cebri ihaleler akit olmayıp, amme hukukuna ait bir tasarruftur (24/06/1953 tarih ve 14/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).
Öte yandan 6098 sayılı TBK’nun 280. maddesinde, cebri artırmalarda zapttan ve ayıptan sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı istisnasız olarak düzenlenmiştir. 818 sayılı BK’nun 230. maddesinde ise istisna olarak, şartnamede hüküm olması veya hile yapılması halinde bu hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Şu halde mahkemece, açıklanan yönler ve yasal düzenlemeler gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle istemin kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 11/02//2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle, İİK"nun 5. maddesindeki sorumluluğun icra memurunun kusuruna dayanan (idarenin) kusursuz sorumluluğu niteliğinde bulunması, İİK"nun 134/1 maddesi uyarınca ihale anında mülkiyetin alıcıya geçeceği hususu dikkate alındığında ihale şartnamesini düzenleyen icra memurunun, şartnameye taşınmazın tapu kaydı üzerinde ihtiyati tedbir konulduğunu yazmamış olması ve bundan dolayı kusurlu olması nedeniyle İİK"nun 5. maddesindeki sorumluluk koşuları gerçekleştiğine göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.11/02/2019