11. Ceza Dairesi 2020/846 E. , 2020/2235 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 21.01.2020 tarih ve 2019/14726 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30.01.2020 tarih ve KYB-2020/12647 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik ve resmi belgeyi yok etmek suçlarından sanık ..."nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 204/2, 204/3, 205/1, 205/1-son, 43/1 (iki kez), 62 (iki kez) maddeleri gereğince 6 yıl 3 ay ve 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası; sanık ..."nin ise aynı suçlardan anılan Kanun’un 204/1, 205/1, 205/1-son, 43/1 (iki kez), 62 (iki kez) maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün ve 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2009 tarihli ve 2009/141 esas, 2009/287 sayılı kararının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 28/03/2012 tarihli ve 2010/6107 esas, 2012/4339 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlüler vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2009/141 esas, 2009/287 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/12/2018 tarihli ve 2018/651 değişik iş sayılı kararının "Yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürülen hususların Ceza Muhakemesi Kanunu 311. maddesinde sayılan sebeblerden olmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2009 tarihli ve 2009/141 esas, 2009/287 sayılı kararı ile, " ...Sanık ...’nin G.Antep Asliye Ticaret Mahkemesinde ... firması ile aralarında bulunan davanın karara bağlanmasından sonra, temyiz incelemesinde lehlerine kullanılmak üzere sahte değişik iş delil tespit dosyası hazırlanmasına oğlu Ünal ile birlikte karar verdiği, daha sonra bu tespit dosyasında kullanılmak üzere, ...’den şeklen geçerli, içeriği sahte vekaletname düzenlemesini istediği ve ... tarafından düzenlenen vekalet kullanılarak sanki 2004 yılında ... ile firmaları arasındaki ihtilafa konu mal üzerinde delil tespiti yapılmış gibi Mahkemelerce yapılan delil tespit dosyaları ile birebir gerek yazım, gerek içerik, gerekse biçimsel koşullar yönünden aynı formatta tüm şekilsel koşulları, bu cümleden olarak, başlık, Hakim, katip, bilirkişi, mübaşir, yazı işleri müdürü imzaları, sayı, esas, karar no, mühür gibi hususları içeren değişik iş dosyasını belirlenemeyen kişilere hazırlattığı, daha sonra fotokopi yolu ile çoğalttırıp bu kez aslının aynı olduğuna ilişkin olarak yine tüm biçimsel şartları taşır biçimde ıslak mühür ve imza ile onay işlemi yaptırdığı, bu şekilde tasdikli suret şeklinde hazırlanan değişik iş dosyasını sanık ... ve avukatları M.Levent ile Ankara’da bulunan avukatlarına gönderdiği, Ankara’da bulunan avukatları Av....’ın bilgisi dahilinde Av.... tarafından ek temyiz dilekçesi ekinde Yargıtay 19.Hukuk Dairesine sunulduğu, dilekçe içeriğinde de açıkca tasdikli suret olduğunun belirtildiği, dosyanın Yargıtay’ca yetki yönünden bozulduğu, daha sonra tanık ...’in anlatımına göre, ... firması sahiplerinin sanıktan çekinmesi üzerine uyuşmazlığın anlaşma ile sonlandırıldığı, bir süre geçtikten sonra sanığın firmasında çalışan ihbarcı Düzgün’ün C.Başsavcılığına davaya konu olayla birlikte birçok olayı ihbar etmesi üzerine bu durumu sanığın oğlu ile birlikte gizlemeye çalıştığı, ...’dan yardım istediği, ...’nin de bunu kabul ettiği ve ... tarafından sahte olarak hazırlanan değişik iş dosyası ile aynı numarayı taşıyan karar kartonundaki karar, bu karara ilişkin değişik iş dosyası ve 2004 yılı değişik iş kayıtlarının yer aldığı defterin tümünün yok edildiği, ..." şeklindeki gerekçelerle adı geçen sanıkların, kanun gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğindeki vekalet de kullanmak suretiyle, sahte değişik iş dosyası hazırlatıp Yargıtay incelemesine sunulmasını temin ederek, zincirleme biçimde memurun resmi belgede sahteciliği suçunu ve ayrıca kamu görevlisi olan ...’u gerçek değişik iş dosyasını, karar kartonundaki kararı ve değişik iş kayıtlarının yer aldığı defteri yok ettirermeye azmettirerek zincirleme biçimde resmi belgeyi yok etmek suçlarını işlediklerinden bahisle yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verildiği,
Anılan mahkumiyet kararının, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 28/03/2012 tarihli ve 2010/6107 esas, 2012/4339 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini takiben, sanıklar müdafiince dosyaya ibraz edildiği belirtilen 03/04/2012 tarihli Ulusal Kriminal Raporuna istinaden, sahte olarak oluşturulduğu iddia edilen belgelerdeki imzaların kuvvetle muhtemel Düzgün İbili isimli kişiye olduğunun değerlendirilmesi ve anılan kişinin de daha önce sanıkların yetkilisi olduğu firmada ve aynı zamanda ilgili firmanın avukatı olarak görev yapan avukat Mehmet Levent Melik"in yanında belirli bir süre çalıştıktan sonra iş akdinin feshedilmesini takiben, adı geçen sanıklardan şantaj yoluyla istemiş olduğu paranın kendisine verilmemesi üzerine bahse konu sahte belgeleri oluşturarak ihbarda bulunduğunun iddia edilmesi karşısında, yargılamanın yenilenmesi talebi olarak ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 318 ilâ 321. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olup olmadıklarının tespiti bakımından, kabule değer görülerek, toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, yargılamanın yenilenmesinin kabul veya reddine karar verilmesinin uygun olacağı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
5271 sayılı CMK’nin Üçüncü Kısım Üçüncü Bölümünde, “yargılamanın yenilenmesi”nin “Olağanüstü Kanun Yolları” arasında sayıldığı, kesinleşmiş bir hükümle sonuçlanan davanın hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi uyarınca;
a)Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
b)Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin anlaşılması,
c)Hükme katılmış olan hakimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir cezayla mahkumiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,
d)Ceza hükmünün, Hukuk Mahkemesi"nin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hükümle ortadan kaldırılmış olması,
e)Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte gözönüne alındıklarında, sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanmasıyla mahkum edilmesini gerektirecek bir nitelikte olması,
f)Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olmasının gerekeceği nazara alınarak somut olay değerlendirildiğinde; yargılamanın yenilenmesini konu alan dilekçede belirtilen hususların, yargılama sırasında alınan savunmalarda da dile getirilen ve mahkemece kabul edilmeyen hususlara ilişkin olduğu, bu doğrultuda yargılama aşamasında yerel mahkemece temas edilen, bilgi sahibi olunan, incelenen ve hüküm verilirken göz önüne alınan olaylara ilişkin olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığı; yargılamanın yenilenmesi kurumu, kesin hükme karşı öngörülen olağanüstü yasa yolları arasında yer aldığından, bu yola başvurulabilmesi için ortaya konulan gerekçelerin, yeniden yargılamaya başlanmasını gerektirecek nitelik, önem ve ciddiyete sahip olmasının gerektiği, olayda CMK‘nin 311. maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden herhangi birisinin gerçekleşmediği, bu sebeplerden herhangi birisinin gerçekleşmesi halinde her zaman yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna gidilebileceği, bu aşamada dosya kapsamına ve ileri sürülen hususlara göre CMK"nin 311. maddesinde belirtilen nedenlerin mevcut olduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmakla; Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 27.11.2018 tarihli 2009/141 Esas ve 2009/287 Karar sayılı yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair ek kararına vaki itirazın reddine ilişkin merci Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26.12.2018 tarih ve 2018/651 Değişik İş sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin CMK"nin 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 09.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.