17. Hukuk Dairesi 2014/5559 E. , 2015/3322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.2.2015 Salı günü davacılar ... mirasçıları vekili Av. ... İnan ve davalılar ... ve ... vekili Av. ... geldi. Davalı ... ve ... vekili Av. ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davanın, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK.nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği (İİK.md.283/1), bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufların, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlendiği, ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmadığı, Kanunun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bıraktığı (İİK.md.281)bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 sayılı ilamı) genellikle, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarrufları olduğu, bir davada taraflarca öne sürülen maddi olayların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HUMK"nun 76.maddesi gereğince hakimin doğrudan görevi olduğu, somut olayda mahkemece taahhütname başlıklı belgenin haricen düzenlenen bir belge olması ve borçlu davalı lehine ayni bir hakka dönüşmüş belge niteliğinde olmaması nedeniyle davanın reddine verilmiş ise de verilen kararın dosya içeriğine uygun düşmediği, davacı, davalılardan ... hakkında icra takibi yaptığını, borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını ancak yapılan icra takibini boşa çıkarmak başka bir anlatımla mal varlığını elinden çıkarıp alacaklılarından mal kaçırmak amacı ile kendisi tarafından satın alınan taşınmaz payını diğer davalı ... adına tescil ettirdiğini ileri sürerek yapılan bu işlemin iptali ile alacağını teminat altına almak istediği, bu durumda mahkemece dava konusu edilen 985 ada 1 sayılı parselin 1/4 payının borçlu davalı ... tarafından ödenip ödenmediğinin, diğer bir anlatımla satın alınan taşınmazın bedelinin kim yada kimler tarafından ödendiğinin (Nam-ı Müstear) araştırılması, tarafların buna ilişkin delillerinin toplanması, İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde yazılı iptal koşullarının oluşup oluşmadığının irdelenmesi, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine verilmesinin doğru olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı gereğince daha önce 89 nolu bina olarak belirtilen ve taraflar arasındaki protokole göre ..., ..., ... ve ..."ün %25 hisse ile sahip olacakları kararlaştırılan taşınmazın daha sonra 985 Ada 1 parsel olduğu, 6.7.2005 tarihine kadar dava dışı ... ile ... adına hisseli olarak tapuda kayıtlı bulunduğu, bu tarihte 1/2"şer hissenin davacının oğlu ... ile davalı ..."ya satışının yapıldığı, davacı tarafça davalı borçlu ... aleyhine 27.12.2006 tarihinde takip başlatıldığı takibin 23.1.2007 tarihinde kesinleştiği, takip konusu bononun vade tarihinin 27.1.2004 olduğu, davacının takip talebinden önce dava konusu taşınmazın 6.7.2005 tarihinde kendi oğlu ... ile ortaklığı olduğu anlaşılan ..."nın oğlu davalı ..."ya satıştan haberdar olduğu, protokole göre %25 "er hisse ile ..., davacı ..., ... ve ..."ün ortak olması gereken bu taşınmazın ortaklar yerine iki ortağın çocuğu adına satın alıp devredilmiş olmasının gerçek nedeninin tam olarak anlaşılamamakla ve namı müstear olup olmadığı tespit edilememekle birlikte davacının bu durumda davalı ..."ın taşınmazdaki hissesini ..."e satılmış olduğunu kabul ettiği, taşınmazın iki ortağın çocuğu adına tapuya kayıt edilmesi ile ortaklar arasında tespit edilemeyen anlaşmanın içinde yer aldığı ve ..."ya satışa onay verdiği, tasarrufun kendisinden mal kaçırmak amacı ile yapılmadığı düşüncesine varıldığından kanıtlanamayan davanın reddine vermek gerektiği, davacı vekili tarafından 22.8.2001 tarihli protokol ile 1 parsel sayılı taşınmazda ..."ın hissedar olduğunun anlaşıldığını savunmuş ise de bu protokolden sonra yapılan 6.7.2005 tarihli satışa ilişkin yukarıda açıklanan gerekçe karşısında protokolün karara dayanak alınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 24.2.2015 gününde oybirliğiyle verildi.