17. Hukuk Dairesi 2013/16720 E. , 2015/3318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.02.2015 Salı günü davacı ... vekili Av. ... ... ve davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı ve davalı ... vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı vekili, davalı borçlu ..."nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı altı taşınmazdaki 1/5 miras hissesini 21.10.2011 tarihinde kardeşi davalı ..."na, onun da 19.1.2012 tarihinde borçlunun kardeşleri davalılar ..., ..., yeğeni ... ile dahili davalı ..."ya, ..."in de dava konusu 19 parseli 23.1.2012 tarihinde davalı ... "ne sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline, davalı şirketin iyiniyetli olması halinde davanın bedel olarak tahsiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu hisseleri üzerindeki hacizler ve borçlunun diğer borçları üstenilerek aldıklarını, aciz belgesinin yasaya aykırı olduğunu, takip konusu senetlerin tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davacı ile borçlunun muvazaalı borç oluşturduğunu, borçlunun aciz halinde olmadığını, dava konusu 27 parsel 8 nolu bağımsız bölümün rızai taksim sonucu müvekkiline verildiğini, diğer mirasçılara 17.000 TL ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., dava konusu taşınmazların rızai taksim sonucu kendisine verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, aciz belgesinin yasaya aykırı olduğunu dava konusu 19 parseli iyiniyetli 4 kişi olarak davalı ..."ten aldıkların belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... ve ... savunma yapmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacı tarafından sunulan aciz belgesinin mevzuata aykırı olduğu, alacaklı tarafından borçlulardan ... şirketi aleyhine yapılmış icra takibi bulunmadığı,alacaklının alacağını tahsil amacı ile gerekli çabayı sarf etmediği gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davacı tarafından sunulan aciz belgesinin mevzuata aykırı olduğu, alacaklı tarafından borçlulardan ... şirketi aleyhine yapılmış icra takibi bulunmadığı, alacaklının alacağını tahsil amacı ile gerekli çabayı sarf etmediği gerekçesiyle davanın reddine verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 18.8.2011 tanzim tarihli senetlerden doğduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, 9.2.2012 tarihli 170.767,02 TL"lik kati aciz belgesinin(İİK 143,251.maddeleri gereğince) sunulduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı, davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. 9.2.2012 tarihli kati aciz belgesinin iptal edildiğine ilişkin davalılar tarafından sunulmuş bir mahkeme hükmü bulunmadığından tasarrufun iptaline bakan mahkemece kat"i aciz belgesi tartışılamaz ve geçersizliğine verilemez. Kaldı ki, davacı tarafından eldeki dava ile davalı borçlu ..."nun yaptığı tasarrufların iptali istenmiştir. Dava dışı takip borçlusu hakkında davacının alacağını tahsile yönelik işlem yapıp yapmaması da bu davanın konusunu oluşturmadığından yani dava dışı borçlu şirketin yaptığı tasarruf yönünden açılmış bir dava bulunmadığından dava dışı borçlunun durumunun bu dosya açısından değerlendirme konusu yapılması ve davanın reddi için gerekçe yapılması doğru değildir.
Somut olayda dava ön koşulları mevcut olduğundan Mahkemece davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması, dava konusu tasarrufların yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince (İİK 278, 279, 280, 283/2 maddeler kapsamında) iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de dava aynı hukuki gerekçe ile reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına tek vekalet ücreti takdiri gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.2.2015 tarihinde oybirliğiyle verildi.