MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “ davanın, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, davacılar tarafından, dava konusu taşınmazlarda lehlerine kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açıldığı, Mahkemece, davacıların iddiası yönünden yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle mahallinde yöntemince araştırma yapılmaksızın, davacı tanıkları duruşmada dinlenerek karar verildiği belirtilerek, mahallinde mahalli bilirkişiler ve zilyetlik tanıklarının katılımı ile yöntemince keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların tespit tarihi itibariyle kimin kullanımında bulunduğunun, ne kadarlık bölümünün nasıl kullanıldığının sorulup saptanması, davacıların kullanım iddialarını tanık beyanlarıyla da ispatlayabileceğinin gözetilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 733 parsel sayılı taşınmazın, 20.07.2018 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün kullanıcısının ... olduğuna dair kullanım şerhinin, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinden silinerek yerine, davacılar ... ve ..."ın kullanıcı olduğunun şerhine, dava konusu 725 ve 732 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanım şerhlerinin terkini ile davacılar ... ve ..."ın kullanıcı olduğunun şerhine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 725 ve 732 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile dava konusu 733 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün davacıların fiili kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dosya arasında bulunan dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarından, taşınmazların yargılama sırasında 08.05.2014 tarihinde 6292 sayılı Yasa uyarınca satılarak davalı ... adına tescil edildiği, böylece taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıktıkları ve özel mülkiyete konu oldukları anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazlar, Hazinenin mülkiyetinden çıkıp özel mülkiyete konu olduğuna göre, artık 6292 sayılı Yasa"nın uygulanma olanağı kalmamış, davanın görülebilirlik koşulu ortadan kalkmıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.