(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/3816 E. , 2012/7816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Önalım
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalım hakkı nedeniyle davaya konu payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İşlemin tarafı olan davalının bedelde muvazaya dayanamayacağının anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin fiili taksime yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin paydaş olduğu dava konusu parselde diğer hissedar ...’ın 392/1411 payının 12.300 TL bedelle davalıya 25.03.2011 tarihinde satıldığını, satışla ilgili olarak kendisine bilgi verilmediğini belirterek önalım hakkının tanınmasını ve önalıma konu payın iptali ile kendisi adına tescilini istemiştir. Davalı ise gerçek satış bedelinin 40.000 TL olduğunu ve paydaşlar arasında fiili taksim yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı durumunda davanın reddi gerekir.
Olayımıza gelince: önalıma konu payın bulunduğu taşınmazdan davalının 25.03.2011 tarihinde 12.300 TL bedelle pay satın aldığı anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında önalıma konu payın bulunduğu taşınmazda eylemli paylaşım yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı tarafından önalıma konu payın bulunduğu taşınmazın paydaşlar arasında taksim edildiği savunulduğuna göre mahkemece mahallinde keşif yapılmadan ve davalının fiili taksim savunması üzerinde durulmadan, bu konuda taraf delilleri toplanmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.5.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.