Esas No: 2020/2505
Karar No: 2022/11837
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2505 Esas 2022/11837 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı siyasi parti il teşkilatının kendiliğinden dağılma halinin tespiti talebiyle açılan davada Sulh Hukuk Mahkemesi kararı vermiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu sonucunda karar kısmen kabul edilerek yeniden hüküm kurulmuştur. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararda temyiz yolunun açık olarak gösterilmesi sebebiyle davalı vekilinin temyiz dilekçesi reddedilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 121. maddesi
- 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 36. maddesi
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 87. maddesi
- 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1. fıkrası b bendi)
- Kanunun 4. maddesi (Sulh Hukuk Mahkemesinin görevlerini belirler)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/01/2017 gününde verilen dilekçe ile siyasi parti il teşkilatının kendiliğinden sona erdiğinin tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile parti il teşkilatının kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesine dair verilen 25/09/2018 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalı vekillinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile parti il teşkilatının kendiliğinden sona erdiğinin tespitine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 12/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, olağan genel kurulunu iki defa üst üste yapmayan davalı ... ... Merkez İlçe Teşkilatının 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 121. maddesinin atıf yaptığı 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 87. maddesinin 5. maddesi kapsamında kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre, Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan doğan ve taşınmazın aynına ilişkin verilen kararlar ile kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar dışında, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren davalarda verilen kararlara karşı temyiz yoluna gidilmesi mümkün değildir. Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren davalar Kanunun 4. maddesinde sayılmaktadır. Bununla birlikte kanunun 4. maddesinde sayılmadığı halde, özel kanunlarla da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilen davalarla ilgili verilecek kararlara karşı da temyiz yoluna başvurulması mümkün değildir. Bölge Adliye Mahkemesi kararında temyiz yolunun açık olarak gösterilmesi bu sonucu değiştirmez. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin bu sebeple reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.