8. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/10959 Karar No: 2012/11682 Karar Tarihi: 03.12.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/10959 Esas 2012/11682 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, bir taşınmazın Hazine tarafından tespit edilmesinin hatalı olduğunu ve tapu kaydının müvekkillerinin adına düzenlenmesini istemişlerdir. Mahkeme, davacıların talebini kabul etmiş ancak yapılan araştırma yetersiz bulunmuştur. Karara yapılan temyizde, yerel bilirkişi ve tanıkların yeniden çağrılması ve beyanlarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Karar, TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddelerine dayalı olarak açılan bir tapu iptali ve tescil davasıdır. Zilyetlik maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesi gereğince yerel bilirkişi ve tanık dâhil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalıdır.
8. Hukuk Dairesi 2012/10959 E. , 2012/11682 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Alucra Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.06.2011 gün ve 81/94 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR Davacılar vekili, ... köyü ... mahallesindeki 208 ada 1 parsel sayılı taşınmaz muris babaları ...’dan intikal etmesine rağmen, kadastro çalışmaları sırasında her nasılsa Hazine adına tespit edildiğini, taşınmaz üzerinde murisin hayvanlarını bakıp beslediği ahırın bulunduğunu, hayvan ahırı üzerinde en az 70 – 80 yıllık zilyetliklerinin bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 208 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 591 metrekare miktarında, ham toprak vasfında olup, senetsizden 16.12.2008 tarihinde Hazine adına tespit edildiği, 14.04.2009 tarihinde tespitin kesinleştiği, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilmiştir. Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik ve eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaz yerleşim alanı içinde yer almış olup arsaya dönüştüğünden Dairenin uygulaması uyarınca ekonomik amaca uygun zilyetlik aranmaz. Zilyetlik maddi olaylardan olup 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesi gereğince yerel bilirkişi ve tanık dâhil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Öte yandan, yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, vazgeçme olmadığı halde, herhangi bir gerekçe de gösterilmeksizin davacı tanıklarının dinlenilmediği, HMK.nun 261. (HUMK.nun 265.) maddesine aykırı olarak keşifte iki yerel bilirkişinin birlikte ifadelerinin alındığı gözlenmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile yeniden keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, iddia ve savunmada belirtilen konularda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, HMK. nun 261. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların ayrı ayrı dinlenmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca aykırılığın giderilmesi, ondan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesine uyarınca BOZULMASINA, HUMK. nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.