Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3698
Karar No: 2018/3394
Karar Tarihi: 25.09.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/3698 Esas 2018/3394 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2018/3698 E.  ,  2018/3394 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, kişisel hakka dayalı tapu iptâli ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı vekili; müvekkilinin davalı ..."ın damadı olduğunu, davalı kayınpederin dört katlı binanın olduğu arsada bir gecekonduda oturduğunu, müvekkilinin yurtdışında yıllardan beri biriktirdiği parasını ve çektiği kredi parasını kayınpederine peyder pey gönderdiğini, bu parayla davalı kayınpederin; gecekonduyu yıkarak yerine dört katlı, dördüncü kat dubleks, giriş kat dükkan ve dükkanın altı bodrum kat olmak üzere inşat yapımına başladığını, inşaat tamamlandıktan sonra dubleks daire ve dükkanın davacıya ait olacağına ilişkin tarafların sözlü anlaşma yaptıklarını, müvekkilinin davalıya banka aracılığı ile toplamda 125.600 ... Frankı ve 33.000 TL Türk lirası ve elden de 25000 ... Frankı gönderdiğini, inşaatın temelinin atılmasından binanın %80"nin tamamlandığına ilişkin Denetim Hizmet Raporunun verildiği tarihe kadar tüm inşaat masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını inşaatın geriye kalan %20" lik kısmının da davalı tarafından verilen paralar ile yapıldığını, 2010 yılının 7. ayında müvekkilinin eşinin davalıdan söz konusu tapuların devrini istediğini, müvekkilinin eşi üzerine sadece dubleks dairenin tapusunun verildiğini belirterek söz konusu dükkanın tapu kaydının müvekkili adına ya da müvekkilimin mahkeme huzurundaki muvafakati ile diğer kızı olan ... üzerine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili de; davacı tarafından tarafına 160.000,00 TL para gönderildiğini ancak binanın yapı maliyetinin 460.000,00 TL olacağının söylendiğini, inşaat yapılırken davacı tarafından para gönderilmesinin durması neticesinde kendisinin çalışan işçiler ve esnafa karşı olan borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, talep etmesine rağmen davacı tarafından para gönderilmediğini, inşaatın yapımı için krediler çekip; traktörünü, tarlasını ve arsasını satmak zorunda kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın inanç sözleşmesine dayandığı kabul edilmiş ve davacı tarafça yapılan ödeme miktarının sözleşme gereği davacı adına tescili gereken her iki bağımsız bölümün değerinden fazla olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır ve dava konusu olayda; inanç sözleşmesinin varlığı ispatlanamadığı gibi inançlı işlem sözleşme koşulları da oluşmamıştır. Zira inançlı işlemler; inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içermektedir. Yine inançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. Öte yandan; inanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delil ile kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa; 6100 sayılı HMK"nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi "tanık" dahil her türlü delille ispat edilebilir. Ayrıca inanç sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı dışında; ikrar ve yemin gibi kesin delillerle ispat edilebileceğini de belirtmek gerekir.
    Öte yandan dava konusu tapu iptali ve tescili talebinin eser sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının incelenmesine gelindiğinde ise; eser sözleşmeleri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 ile 486. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların "icap" ve "kabul" iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. Genel kural böyle olmakla birlikte bazı eser sözleşmelerinin belli şekil şartında yapılması gerekmektedir. Buna göre; eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, "gayrimenkul satış vaadini" de kapsadığından noterden re"sen düzenleme şeklinde yapılması gerekir (TBK 237, MK 706, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60). Bu şekil şartı sözleşmenin geçerlilik şartı olup, bu şekil şartına uygun yapılmayan sözleşmeler geçerli olmayacağı gibi, taraflar geçersiz bir sözleşmenin ifasını da isteyemezler. Bu kapsamda; davacı tarafça; gönderdiği para karşılığı ""2"" nolu bağımsız bölümün devredileceği ileri sürülmüş ise de tapuda arsa payı devrini içeren ve resmi şekilde yapılmış sözleşme bulunmadığından, davacının gönderdiğini ve davalıya verdiğini kanıtladığı para miktarı tapuda devri yapılan dubleks dairenin değerinden fazla ise; davacı aradaki farkın ödenmesini talep edebilir ise de tapu iptali ve tesciline karar verilmesi mümkün olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gibi davada taraf olmayan üçüncü kişi yararına da hüküm kurulması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi