Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18370
Karar No: 2020/7466
Karar Tarihi: 18.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18370 Esas 2020/7466 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/18370 E.  ,  2020/7466 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/06/2014 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığından reddine dair verilen 04/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin muris ... ile 25.06.2001 tarihinde Dörtyol 1. Noterliğinde narenciye bahçesi yetiştirme sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşmeye göre söz konusu taşınmazın tamamı sözleşme tarihinden itibaren başlamak üzere yetiştirici müvekkile 7 yıl için (2008 yılının sonuna kadar) narenciye bahçesi yetiştirmek üzere tahsis edilecek, 7. yılın sonunda narenciye bahçesi yetiştiğinde taşınmazın 3/4 hissesi mal sahibi ..."a, geri kalan 1/4 hissesinin yetiştirici müvekkiline ait olacağını, müvekkilinin sözleşmenin gereklerini yerine getirdiğini ancak devir yapılmadığını, taşınmaz sahibi Sultan"ın 28.09.2012 tarihinde vefatı ile taşınmazın mirasçılarına payları oranında intikal yapıldığını belirterek, 1787 parsel sayılı taşınmazdaki davalılar adına olan 1/4 hissenin iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuştur.
    Mahkemece, zamanaşımının sözleşmenin muaccel olduğu 25.06.2008 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, TBK"nın 147/6. maddesine göre eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin 25.06.2013 tarihinde dolacağı, dava tarihinin 02.06.2014 olduğu gözetildiğinde davanın zamanaşımı süresinde açılmadığının anlaşılması üzerine, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığından reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 147/6. maddesine göre “Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.” 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. 6098 sayılı TBK"nın 149. madde hükümleri gereğince zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa iş bedeli alacağı eserin tamamlanıp teslim edildiği tarihte, sözleşmenin feshi halinde ise fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale gelir.
    Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i olup; usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır.
    Zamanaşımı def"i, davalının aslında var olan bir borcunu özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına olanak veren bir haktır. Bu hakkı kullanıp kullanmamak tamamen borçluya kalmıştır. Diğer bir anlatımla, davalı tarafından zamanaşımı def"i ileri sürülmedikçe, o hak ve alacak için yasanın öngördüğü zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile hakim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz ( BK mad.140, TBK mad.161).
    Maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i ve savunma aracı olan zamanaşımının yargılamanın hangi aşamasında ileri sürülmesi gerektiği konusunda ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Zamanaşımı, Kanun"da (HUMK mad. 187, HMK mad. 116) sınırlı olarak sayılan ilk itirazlardan olmadığından cevap dilekçesi ile ileri sürülme zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk itirazların karşı taraf muvafakat etse bile esasa cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülmesi mümkün değildir. Buna karşın, esasa cevap süresi geçirilse bile zamanaşımı def"i ileri sürülebilir. Ne var ki bir savunma aracı olan zamanaşımı def"inin, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu ana kadar ileri sürülmeyen zamanaşımı def"inin sonradan ileri sürülmesi savunmanın genişletilmesi niteliğinde olacağından, mahkemece dikkate alınabilmesi davacının itirazı ile karşılaşmaması koşuluna bağlıdır.
    Öğreti ve uygulamada “savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı” olarak adlandırılan bu yasak, davalının savunmasında ileri sürdüğü olgular, istemler ve itirazlarını sonradan genişletmesi ya da değiştirmesinin mümkün olmaması demektir. Kanunda gösterilen istisnalar dışında davacı davasını genişletip değiştiremeyeceği gibi davalı da savunmasını genişletip değiştiremez. Bu yasak, usul hukukunda benimsenen teksif ilkesinin önemli bir sonucu olup, bu yasağın hangi anda başladığını belirlemek için yasal düzenlemelere bakmak gerekmektedir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı 141. maddede hüküm altına alınmış olup, anılan maddede;
    "(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
    (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." düzenlemesine yer verilerek, yargılamanın aşamalarına göre bir ayrım yapılmıştır.
    Bu düzenlemede, yargılamanın ilk kesiti olan dilekçelerin teatisi (verilmesi) aşamasında iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı söz konusu değildir. Tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile iddia ve savunmalarını serbestçe genişletmesi yahut değiştirmesi mümkündür. Savunmayı genişletme veya değiştirme yasağı ikinci cevap dilekçesinin verilmesi ile başlar. Ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile savunma genişletilebilir ya da değiştirilebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise iddia veya savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasaktır. Bu yasağın istisnaları yine maddenin son fıkrasında açıklanmış ve karşı tarafın açık muvafakati ya da ıslah suretiyle iddia ve savunmanın genişletilip, değiştirilebileceği kabul edilmiştir.
    Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK"nın sistematiği içerisinde; tahkikat aşamasına geçilmeden önce tarafların uyuşmazlık konularının ve bu uyuşmazlık konularının çözümü için ileri sürdükleri delillerin daha işin en başında belirlenerek tahkikatın etkin bir şekilde yapılması hedeflenmiştir.
    Somut olay incelendiğinde, taraflar arasında imzalanan 25.06.2001 tarihli narenciye yetiştirme sözleşmesinde sözleşme süresi 7 yıl olarak belirlenmiş olup, eserin meydana getirilme tarihi 25.06.2008"dir. Dava 02.06.2014 tarihinde açılmıştır. TBK 147/6. maddesi gereğince öngörülen zamanaşımı süresi dava açma tarihi itibariyle dolmuştur.
    Dava dilekçesi davalılardan ..... ve ..."a 21.04.2014, 08.06.2013 ve 18.06.2014 tarihlerinde tebliğ edilmiş, davalılardan....ve ... vekili süresinden sonra verdiği 11.07.2014 havale tarihli cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesiyle, davalıların zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını beyan etmiştir. Bir kısım davalılar vekiline cevaba cevap dilekçesi 23.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bir kısım davalılar vekili 25.09.2014 tarihinde verdiği ikinci cevap dilekçesiyle tekrar zamanaşımı definde bulunmuştur. Buradan davalılardan Dudu İlter, Ayşe Yalçın, Emine Çalık ve ... vekilinin savunma aracı olan zamanaşımı def"ini, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar süresinde verdiği ikinci cevap dilekçesiyle ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
    Zamanaşımı def"inde bulunan davalılardan ....ve ... dışındaki diğer davalıların zamanaşımı def"inde bulunmadığı, zamanaşımının resen gözönünde bulundurulamayacağı anlaşıldığından, mahkemece, zamanaşımı def"inde bulunmayan davalılar ..., ...., ... ve ... yönünden işin esasının incelenerek ve araştırılarak karar verilmesi gerekirken, bu davalılar yönünden de zamanaşımı def"i nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle; hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    18.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi