22. Hukuk Dairesi 2016/22544 E. , 2016/24145 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenlik bünyesinde 05.07.2004 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, 09.12.2015 tarihinde davalı işverenliğin ekonomik sıkıntılar sebebiyle küçülmeye gideceğinden bahisle iş sözleşmesini feshettiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının işe iade davası açabilmesi için en az aytı aylık kıdeminin olması gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin üç aylık deneme süresi içerisinde sonlandırıldığını, davacının 01.10.2015-09.12.2015 tarihleri arasında toplam iki ay sekiz gün çalışmasının bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının kıdem tazminatı ödenerek iş sözleşmesinin feshedildiği 05.07.2004-18.09.2015 çalışmaları tasfiye edildiğinden kıdem süresinden sayılmadığını, davacının ikinci dönem çalışmasının 01.10.2015-09.12.2015 tarihleri arasında olup kıdeminin iki ay sekiz gün olduğunu, davacının çalışmasında altı aylık kıdeminin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davacının altı aylık kıdeminin bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla iş güvencesi hükümleri kapsamına girip girmediği uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek için en az altı aylık kıdeme sahip olmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre altı aylık süre aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süre birleştirilerek hesaplanır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasına göre altı aylık kıdemin hesaplanmasında aynı Kanun"un 66. maddesindeki süreler dikkate alınır. Altı aylık kıdem şartını öngören hüküm nispi emredici olduğundan, daha az kıdem şartını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Altı aylık kıdem işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih ile fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih arasında geçen süreye göre belirlenir.
Somut olayda davacının 05.07.2004 tarihinde işe girdiği ocakçı olarak çalıştığı, dosyada bulunan 25.07.2015 tarihli fesih bildiriminde yeniden yapılanma gerekçesi ile davacının iş sözleşmesinin sona erdirildiği ve kıdem tazminatının 18.09.2015 tarihli belge ile ödendiği,davacının kısa bir süre sonra 01.10.2015 tarihinde davalı işyerinde yeniden çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece 05.07.02004-18.09.2015 tarihleri arasındaki çalışması tasfiye edildiği, ikinci dönem çalışmasında ise altı aylık kıdemi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinden kısa bir süre sonra aynı işyerinde çalışmaya başlaması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, yeni bir iş sözleşmesinin bulunmadığı, önceki iş ilişkisinin devamı niteliğinde olduğu, buna göre davacının önceki dönem kıdeminin de dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının altı aylık kıdeminin bulunduğu, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli sebep olmaksızın feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının işe iadesine,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak beş aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalı tarafından davacıya ödenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 527,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 27.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.