(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/19402 E. , 2013/2352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlığa teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Sanıkların mağdur ..."ya karşı hırsızlığa teşebbüs suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde,
Sanık ..."ın eylemine uyan ve 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 35/2, 151/1, 116/2, 119/1-c, 31/2. maddelerinde düzenlenen suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırına göre; 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık zamanaşımının, sanık ..."ın eylemine uyan ve 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 35/2, 151/1, 116/2, 119/1-c, 31/3. maddelerinde düzenlenen suçların gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırına göre; 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık olağanüstü zamanaşımının suç tarihi olan 21.11.2004 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
B-Sanıkların mağdur ..."e karşı hırsızlığa teşebbüs suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarih ve 2012/1247 Esas ve 2012/1842 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinde düzenlenen “suçun gece vakti işlenmesi”nin suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması nedeniyle aynı yasanın 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınacağı öngörüldüğünden sanık ... hakkında zamanaşımından düşme kararı isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCK’ya göre 142/1-b, 143/1, 35/2 maddelerine uyduğu ve bu suç için kanunda öngörülen cezanın alt sınırına göre, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 24. maddesi uyarınca uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği, buna göre; taraflara tüm hukuki sonuçları hatırlatılarak uzlaşma teklif edilmesi ve tarafların uzlaşmayı kabul etmeleri halinde sanıklar hakkında yüklenen suçtan düşme kararı verileceğinden 5237 sayılı TCK hükümlerinin lehe olacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suç tarihinde 12-15 yaş gurubunda olduğu anlaşılan sanık ... hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan ve bu konuda herhangi bir gerekçe de gösterilmeden hüküm kurulması,
Kabule göre de,
3-Sanık ... gözcülük yaparken diğer sanık ..."ın mağdurun evinin pencere camını zorlayarak açmaya çalıştığı esnada mağdur tarafından görülmeleri üzerine kaçarken yakalandıklarının anlaşılması karşısında, sanıkların eyleminin 765 sayılı TCK"ya göre eksik teşebbüs aşamasında kaldığı ve yasanın 61. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek, eylemin tam teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle her iki sanık hakkında aynı yasanın 62. maddesi uygulanmak suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
4-Sanık ..."ın diğer sanık ... ile eylemi birlikte doğrudan fail sıfatıyla işlediğinin anlaşılması karşısında şartları oluşmadığı halde sanık hakkında 765 Sayılı TCK"nın 65. maddesi gereği cezadan indirim yapılması,
5-Sanık ... hakkında 765 sayılı TCK"nın 522. maddesi gereği cezadan 2/3 oranında indirim yapıldığı, 55/3. maddesi gereği 1/3 oranında indirim yapıldığı, 647 sayılı Kanun"un 4. maddesi gereği verilen hapis cezasının günlüğü 11.00 TL"den paraya çevrildiği belirtilerek, sonuç cezanın 1760 TL olması gerekirken hesap hatası sonucu 880 TL"ye hükmedilmesi suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
6-Suç tarihinde sabıkasız olan sanıklar hakkında hüküm tarihinde yürülükte bulunan 5728 sayılı Yasa"nın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasa"nın 7. maddesiyle eklenen cümle ile yine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi de gözetilerek, hükmolunan cezaların tür ve süresine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağı hususunun değerlendirilmesinde gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanıkların ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının gözetilmesine, 11.02.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.