Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/3284
Karar No: 2021/124
Karar Tarihi: 28.01.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/3284 Esas 2021/124 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3284
Karar No : 2021/124

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …
VEKİLİ:Hukuk ve Mevzuat...
2- … Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 14/10/2020 tarih ve E:2020/4957, K:2020/9476 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi sınırları içinde kroki ile listede gösterilen taşınmazların, bölgedeki sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin 21/04/2020 tarih ve 31106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 20/04/2020 tarih ve 2449 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 14/10/2020 tarih ve E:2020/4957, K:2020/9476 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 10/07/2020 tarih ve E:2020/4957 sayılı ara kararı ile, davacıdan acele kamulaştırma kararı alınan mezkur taşınmazlar ile mülkiyet ilişkisini gösteren (tapu senedi vs.) bilgi ve belgelerin istenildiği, bu karara cevaben verilen ve 14/08/2020 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kayıtlarına giren dilekçede davacı meslek odasının dava konusu alanda herhangi bir taşınmazı ya da mülkiyetinin bulunmadığının belirtildiği,
Bu durumda, davacı Odanın kuruluş amacı ve faaliyet alanları ile dava konusu işlem birlikte değerlendirildiğinde, kamulaştırma ve buna bağlı kamu yararına ilişkin işlemlere karşı mülkiyet hakkını ilgilendirmesi nedeniyle tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından dava açılabileceği, kamulaştırma işleminin niteliği gereği malik olmayanların dava açma haklarının olmadığı, bu nedenle davacının dava konusu işlemle yasal ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı açık olup davanın açılması sırasında sahip olması ve davanın görümü sürecinde de devam etmesi gereken menfaat bağının bulunmaması nedeniyle ... Odasının bu davayı açma ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Ankara, Ulus semtine ilişkin Odaları tarafından yıllardır açılan davaların bulunduğu, bu davaların söz konusu alana ilişkin imar planları ile yenileme alanı kararlarına ilişkin olduğu, aynı zamanda bölgedeki kentsel dönüşüm işlemlerine karşı da kendileri tarafından çeşitli davaların açıldığı, tüm bu davalarda Oda'nın dava açma ehliyetinin yargı yerlerince kabul edildiği, dava konusu acele kamulaştırma kararının da alandaki hukuki sürecin bir parçası olduğu, öte yandan Danıştay içtihatlarında meslek odalarının uygulama işlemlerinde dava açma ehliyetinin zaman zaman kabul edildiği, uyuşmazlık konusu işlemin şehrin merkezinde ve Ulus gibi bir semtin yapılaşma koşullarına ilişkin olduğu değerlendirildiğinde, dava açma ehliyetinin kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden … tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, … Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Her ne kadar kamulaştırma işlemleri özü itibariyle bireysel nitelikte ise de, davacının uyuşmazlık konusu acele kamulaştırma kararının dayanağı olan Ulus Tarihi Kent Merkezi yenileme alanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile koruma amaçlı imar planlarına karşı dava açtığı, bir bütünün nihai aşamasını oluşturan ve ilk aşama işlemden başlamak suretiyle bütün işlemleri ayrı ayrı dava konusu edilen uyuşmazlıkta önceki davaları açan davacının, sonuç doğurucu nitelikteki acele kamulaştırma işlemine karşı dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiği anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 14/10/2020 tarih ve E:2020/4957, K:2020/9476 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/01/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Anayasa'nın 125. maddesinde belirtildiği üzere, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Hukuk devletinde, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan biri iptal davalarıdır. İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulu doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olup, bu koşulun idari işlemlerin iptal davası yoluyla denetlenmesini etkilemeyecek şekilde anlaşılması gerekmektedir.
Özellikle çevre, tarih ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması çevreyi geliştirmeyi, çevre sağlığını korumayı ve çevre kirliliğini önlemeyi Devlete bir ödev olarak veren, ayrıca herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu belirten Anayasa'nın 56. maddesinin zorunlu bir sonucudur.
Öte yandan, meslek odalarının, üyelerinin ve temsil ettikleri kişilerin ortak çıkarlarını korumak ve dayanışmalarını sağlamak üzere kurulan kamu hukuk tüzel kişileri olup, amaçları ve faaliyet alanları kendilerince hazırlanan tüzüklerle belirlenmektedir. Meslek odalarının, doğrudan oda tüzel kişiliğinin hak ve çıkarlarını ilgilendiren konularda iptal davası açabilecekleri açıktır.
Davacı TMMOB Şehir Plancıları Odasının 6235 sayılı Kuruluş Kanuna dayanılarak çıkartılan TMMOB Ana Yönetmeliğinde odanın kuruluş amacının kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunması; yurdun çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunması olduğu belirtilmiş hukuka, kamu düzenine ve kamu yararına aykırı işlem, eylem ve düzenlemelerle ilgili tüm girişimlerde bulunmak olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, yukarıda kuruluş amacı ve niteliği belirtilen davacı Oda tarafından, bu amacına bağlı olarak dava konusu bölgede yaşam alanlarına haksız müdahale edecek şekilde tesis edilen acele kamulaştırmaya yönelik Cumhurbaşkanlığı kararında kamu yararı bulunmadığı iddiasıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda anayasal koruma altında olan tarihi ve kültürel değerler bakımından, hem dava dilekçesindeki iddiaların niteliği, hem de dava konusu Cumhurbaşkanlığı kararının davacı Odanın Ana Yönetmeliğinde belirttiği amaçlarını doğrudan etkileyen nitelikte bir işlem olması göz önünde bulundurulduğunda, davacı Odanın acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararına karşı dava açmakta güncel ve meşru bir menfaat bağının bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Daire kararının bozulması ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi amacıyla dosyanın Daireye gönderilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi