(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9917 E. , 2020/2263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 18/07/2013 havale tarihli, dava dilekçesi ile davacının 260/930 payının maliki olduğu ... ilçesi, ...-3 mahallesi 26457 ada 4 parsel sayılı taşınmazın yörede gerçekleştirilen orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içerisine alındığını ancak taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığını belirterek orman kadastro komisyonu işleminin iptali ile taşınmazın orman sınırları dışarısına çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 2000 yılında yapılıp, 27.04.2001 tarihinde ilan edilmiştir. Yörede 1951 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ise 23.11.1950 ila 24.12.1950 tarihlerinde yapılan askı ilanı sonunda kesinleşmiştir.
Mahkemece 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmaz başında keşif icra edilerek taşınmazın orman tahdidine göre konumu belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin doğrudan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyada yer almalı, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı
belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınarak çekişmeli taşınmazın orman tahdidine göre konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/06/2020 günü oy çokluğu ile karar verildi.
Dava: Taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespiti ve orman kadastro sınırları dışına çıkartılmasına ilişkindir.
6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi ""Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak, harita ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren bir ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Çevre ve Orman Bakanlığı, ... ve hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, on yıllık süre içerisinde dava açma hakkı mahfuzdur."" hükmünü içermektedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastro çalışmaları yapılmış ve 27/04/2001 tarihine ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Dava açılma tarihi 18/07/2013 olup on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açılmıştır.
Bu nedenle; başkaca hiçbir değerlendirme ve araştırma yapılmaksızın hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi yerinde olup kararın onanması gerekir iken farklı nedenlerle araştırma bozması yapılması yerinde olmayıp sayın çoğunluğun bozma yapılması görüşüne katılmıyorum. 30.06.2020