Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/6697 Esas 2020/2191 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6697
Karar No: 2020/2191
Karar Tarihi: 19.11.2020

Görevi kötüye kullanma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/6697 Esas 2020/2191 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bir mahalle muhtarı görevini kötüye kullanarak mera arazilerini işgal eden kişiler hakkında gerekli bildirimleri yapmamıştır. Bu eylemi nedeniyle TCK 279/1 maddesi gereği kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu işlemiş ve mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak yargılama esnasında bazı kanun maddeleri yanlış yorumlanmıştır. İnfaz kararı yanlış verilmiş, ödenmeyen adli para cezası hapse çevrileceği şeklinde ihtar edilmiş ve yargılama gideri yasaya uygun olarak hesaplanmamıştır. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 19. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1-a, 53/5, 279/1 maddeleri, 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesi, 5275 sayılı Kanun'un 106/3 maddesi, 6183 sayılı Kanun'un 106. maddesi ve 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesi bu olayda referans alınmıştır.
9. Ceza Dairesi         2020/6697 E.  ,  2020/2191 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Görevi kötüye kullanma
    Hüküm : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    Yazır Köyü muhtarı olarak görev yapan sanığın, 4342 sayılı Mera Kanununun 19. maddesine aykırı olarak mera, yaylak ve kışlakların sınır işaretlerinin korunmasından sorumlu olduğu, meraya tecavüz olduğunda Kaymakamlığa bildirmesi gerektiği halde görev yaptığı süre zarfında suç tarihi itibariyle köy olan ve büyükşehir belediye kanuna kapsamında mahalleye dönüşen ... köyüne ait mera arazilerini ekip biçen şahıslar hakkında idari işlemi yapılabilmesi için İlçe İdare Kuruluna ihbar ve bildirimde bulunma görev ve sorumluluğu bulunduğu halde bu sorumluluğu yerine getirmediği, görevinin gereğini yapmak konusunda bir kısım şahıslar lehine gecikmede bulunmak şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen eylemi bakımından TCK"nın 279/1 maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçunu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışılmadan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kabule göre de;
    a)Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    b)28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmiş olması,
    c)Yargılama giderinin 6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile CMK"nin 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğu halde sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. ve CMUK 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.