17. Hukuk Dairesi 2019/4704 E. , 2020/4632 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dışı sigortalı ... Üretim ve Pazarlama A.Ş."nin ticari faaliyetini sürdürdüğü, Emniyet Evleri Mah.... Sok. ... Apt. No:3....../... adresindeki bağımsız bölümde binanın ana kanalizosyon bağlantısı atık su tesisatının taşması ile meydana gelen maddi hasarın müvekkili sigorta şirketince karşılanarak sigortalının haklarına halef olunduğunu, söz konusu halefiyet gereğince, davalı idarenin kusuruna istinaden 3.175,00 TL"nin ödeme tarihi olan 29/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, 2.540,00 TL rücuan tazminat bedelinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (T.T.K.) 1472 (6762 sayılı T.T.K."nın 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, T.T.K."nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava tarihi olan 09/04/2013 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır.
İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanunun ek 5. maddesinde bu Kanunun diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanacağı açıklanmış olup böylece ASKİ"de 2560 sayılı Kanuna tabi bir kuruluş haline gelmiştir.
Dava tarihi olan 09/04/2013 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK"nın 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasa"nın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı ... Halıcılık Üretim ve Pazarlama A.Ş tacir olduğu gibi, davalı da faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre sürdüren tacir tüzel kişidir. Davacının sigortalısı ile davalı arasındaki
hukuki ilişki ise haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, her iki taraf da tacir olduğundan, tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davada Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gözetilerek; mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114-115 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.