20. Hukuk Dairesi 2014/3767 E. , 2014/5622 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... İlçesi, ... Köyü, Yerli Set Mevkiinde 106 ada 29, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 21, 22, 24, 25, 26 ve 27 nolu parsellerin bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu sırasında, belirtilen parsellerin kısmen veya tamamen orman sınırı içinde kalması gerekirken, orman sınırı dışında bırakıldığını belirterek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle kadastro müdürlüğüne husumet yönelterek dava açmıştır.
Kadastro Müdürlüğünün 21.12.2005 gün ve 1936 sayılı yazı cevabında, 3402 sayılı Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca ... Köyünde orman kadastro çalışmalarının yapılarak kısmî ilân edildiği, kadastro çalışmalarının halen devam ettiği, sınırlandırma işlemleri bitirilmediğinden tutanakların gönderilmediğinin bildirilmesi üzerine, mahkemece kadastro mahkemesinde davanın görülebilmesi için kadastro davalarının tesbit malikine husumet yöneltilmek suretiyle açılması gerektiği, çekişmeli taşınmazlar hakkında dava koşulu gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/11/2006 tarih ve 2006/16171 E. - 2006/16396 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece; dava, arazi kadastrosuna itiraz olarak nitelendirilerek çekişmeli yer hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de, bilindiği gibi halen yürürlükte olan yasalarımıza göre orman kadastrosu 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre yapıldığı gibi 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre de yapılmaktadır.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı, Çevre ve Orman Bakanlığının ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği ya da davaya konu taşınmaza veya taşınmazlara zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden ret edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazların tesbit tutanağının, malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, kanun ve
yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tesbit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tesbit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Kanunun 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken henüz tesbit tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle dava koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu]na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 16.03.2012 tarihli celsede iş bu davaya konu 106 ada 13 sayılı parselle ilgili dosya tefrik edilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, davaya konu ... İlçesi, ... Köyü " ... " mevkiinde bulunan 288352,72 m2 yüzölçümündeki 106 ada 13 nolu parselin ... Köyü tüzel kişiliği adına mera niteliği ile kadastro tutanağında tesbitine, ... Köyü tüzel kişiliği adına KK."nun 16/B maddesi uyarınca Mer"a niteliği ile sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.