18. Ceza Dairesi 2018/8380 E. , 2019/2815 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevli memura mukavemet suçundan sanık ..."in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 258/1 ve 59/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/12/2009 tarihli ve 2009/1080 esas, 2009/1276 sayılı kararını takiben, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 258/1 ve 59/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Mahkemenin 06/04/2018 tarihli ve 2018/414 esas, 2018/713 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 20/12/2018 gün ve 2018/102705 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, suç tarihi 11/03/2005 olup, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 07/01/2010 tarihinde kesinleştiği, 5271 sayılı Kanun"un 231/8-son cümlesi gereğince, 07/01/2010 ile ikinci suçun işlendiği 19/05/2014 tarihi arasında dava zamanaşımı süresinin duracağı ve ikinci suçun işlendiği 19/05/2014 tarihinde yeniden işlemeye başlayacağı nazara alındığında, sanığın lehine olan 765 sayılı Kanun"un 102/4 ve 104/2. madde ve bentleri gereğince eklemeli dava zamanaşımı süresinin 7 yıl 6 ay olması dikkate alındığında, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına ilişkin İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesince kararın verildiği 06/04/2018 tarihi itibariyle bu sürenin ziyadesiyle geçtiği gözetilmeden, dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Sanık hakkında 11/03/2005 tarihinde işlenen görevi yaptırmamak için direnme suçundan 765 sayılı TCK"nın 258. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, 07/03/2007 tarihinde bu madde hükmü gereğince 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından bu kararın bozulduğu, bozma üzerine sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 07/01/2010 tarihinde kesinleştiği, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/03/2018 tarihli yazısında, sanığın 22/05/2014 tarihinde işlediği cinsel istismar suçundan aldığı hapis cezasının kesinleşmesi nedeniyle ihbarda bulunulduğunun belirtildiği, ihbara istinaden yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında 06/04/2018 tarihinde mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmıştır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi ile ihbara konu ikinci suçun işlendiği tarih arasında zamanaşımının durduğu, durma süresi de gözönüne alındığında hükmün açıklandığı 06/04/2018 tarihine kadar sanığın lehine olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince olağanüstü zamanaşımı süresi olan 7 yıl 6 aylık sürenin dolmuş olması nedeniyle, CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ... hakkında, İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/04/2018 tarihli ve 2018/414 esas, 2018/713 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, CMK"nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; sanık ... hakkında, görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan KAMU DAVASININ, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.