
Esas No: 2015/3810
Karar No: 2015/7611
Karar Tarihi: 23.11.2015
2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/3810 Esas 2015/7611 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : IC - 2013/44042
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. İcra Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2010
NUMARASI : 2008/928 (E) ve 2010/123 (K)
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükümde 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre aynı adrese daha önceden tebligat yapılmış olması koşuluyla sonraki tebligatların yapılabileceği gözetilmeden doğrudan aynı madde uyarınca tebligat yapılması ve yasa yolunun yanlış gösterilmesi nedeniyle öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin başkaca reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık müdafii, sanığın 04.01.2005 tarihinde hisselerini devredip şirketten ayrıldığını ve şikayet tarihi itibariyle şirketin yetkili temsilcisi olmadığını bildirmesi karşısında, sanığın şikayet tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı hususunda şirket ana sözleşmesi ve devir belgeleri getirtilip incelenmeden eksik inceleme ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de,
Anayasa"nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı gözönünde bulundurularak, ticareti terk suçlarında duruşma davetiyesinin ya da mahkeme kararının terk ettiği ileri sürülen adresine Tebligat Kanunu"nu 35. maddesine göre yapılan tebligat geçersiz olup, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Bu sebeple borçlu şirket yetkilisi olan sanığa Tebligat Kanunu"nda 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, tespit edilecek adresine yeniden usulüne uygun duruşma davetiyesinin tebliğini müteakip yargılamaya devam edilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.