17. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16391 Karar No: 2015/3177 Karar Tarihi: 23.02.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16391 Esas 2015/3177 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2013/16391 E. , 2015/3177 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalının maliki ve sürücüsü olduğu araçla tam kusurlu olarak 10/08/2010 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki bisiklete çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, tedavisi için hastaneye ve ceza davası için adliyeye gidiş geliş 10,00 TL yol masrafı ile ceza yargılamasında kendisini temsil eden avukata ödediği 600,00 TL vekalet ücreti olmak üzere 610,00 TL maddi tazminatın, 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, kazada davalının tam kusurlu olduğu, davacının yumuşak doku travması olarak değerlendirilecek şekilde ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığı gerekçesiyle 4,00 TL maddi, 400,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427.maddesinde öngörülen temyiz sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820 TL’ne çıkarılmıştır. Davacı tarafın 610,00 TL maddi tazminat talebinin 4,00 TL kısmı kabul edilmiş olup, maddi tazminata ilişkin hüküm kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da karar verilebileceğinden davacı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK."nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacının kazada kusurunun bulunmaması ve diğer hususlar gözetildiğinde davacı için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle açıklanan nedenlerle davacı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz isteminin kararın kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün manevi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.