
Esas No: 2018/2597
Karar No: 2019/2813
Karar Tarihi: 12.02.2019
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/2597 Esas 2019/2813 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2018/2597 E. , 2019/2813 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan sanık ... hakkında Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/864 esas sırasına kayden devam eden yargılama sırasında, sanığın, davaya bakan hâkim Mete Eser’in reddi talebinde bulunması üzerine, hâkimin çekinmesi sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince hâkimin çekinmesinin uygun bulunmasına ve davaya bakmakla hâkim Haluk Sonuzun’un görevlendirilmesine ilişkin mercii Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/05/2017 tarihli ve 2017/534 değişik iş sayılı kararını müteakip, bu kez görevlendirilen hâkim Haluk Sonuzun’un Bölge Adliye Mahkemesine atanması sebebiyle hâkim Lale Akan’ın davaya bakmakla görevlendirilmesine dair mercii Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2017 tarihli ve 2017/1015 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12/03/2018 gün ve 2018/19881 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında: “ 5271 sayılı Kanun’un 30. maddesinde hâkimin çekinmesi usûlü düzenlenmiş olup, anılan maddenin 1. fıkrasında, hâkimin davaya bakmaya yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekinmesi halinde merciin başka bir hâkimi veya mahkemeyi görevlendireceği, anılan maddenin 2. fıkrasında ise, hâkimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekinmesi durumunda merciin çekinmenin uygun olıup olmadığına karar vereceği, çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkemeyi görevlendireceğinin öngörüldüğü,
Dosya kapsamına göre, sanığın davaya bakan hâkimin kendisi hakkında daha evvel verdiği mahkûmiyet kararları sebebiyle kendisine karşı husûmet beslediği ve bunun devam edeceğinden bahisle çekinmeye davet etmesi, davaya bakan hâkimin de çekinme kararı vermesi üzerine, mercii Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesince, yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapıldığından bahisle, çekinme kararının uygun bulunmasına ve başka bir hâkimin görevlendirilmesine karar verilmiş ise de, dosyada yargılamanın yenilenmesi durumunun değil, hâkimin çekinmesi durumunun sözkonusu olduğu, hâkimin bakmakta olduğu davanın sanığı hakkında evvelce başka suçlardan dolayı mahkûmiyet kararı vermiş olmasının, 5271 sayılı Kanun"un 30/2. maddesinde belirtildiği şekilde hâkimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebep olarak görülemeyeceği, aksi halde keyfî uygulamalara yol açılabileceği dikkate alındığındığında, hâkimin çekinmesinin uygun bulunmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde varit olmayan gerekçeyle hâkimin çekinmesinin uygun bulunmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.( Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
5271 sayılı Kanun’un “Hakimin davaya bakamayacağı haller” başlıklı 22. maddesinde; “(1) Hâkim;
a) Suçtan kendisi zarar görmüşse,
b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,
c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise,
d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,
e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa,
f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa,
g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa,
h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse,
Hâkimlik görevini yapamaz.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun “Hakimin çekinmesi ve inceleme mercii” başlıklı 30. maddesinde ise; “(1) Hâkim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merci, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.
(2) Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.” hükümleri yer almaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; sanık hakkında, hakaret suçundan Bursa 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nde dava açıldığı, yargılama sırasında hakim Mete Eser"in CMK"nın 30/2. maddesi gereğince çekinme kararı verdiği, Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesi 12/05/2017 tarih, 2017/534 değişik iş sayılı kararıyla çekinmeyi uygun bulup Bursa 3. Asliye Ceza Hakimi Haluk Sonuzun"u görevlendirdiği, hakim Haluk Sonuzun"un Bölge Adliye Mahkemesine atanması sebebiyle Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesi 02/10/2017 tarih, 2017/1015 değişik iş sayılı kararıyla Bursa 3. Asliye Ceza Hakimi Lale Akan"ın davaya bakmakla görevlendirilmiştir.
Bursa 2. Asliye Ceza Hakimi Mete Eser, CMK"nın 30/2. maddesi gereğince çekinme kararı vermiştir. Her ne kadar Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesi 02/10/2017 tarih ve 2017/1015 değişik iş sayılı kararının gerekçe kısmında yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapıldığını belirtmiş ise de, somut olayda yargılamanın yenilenmesi durumu değil, CMK"nın 30/2. maddesi gereğince hakimin çekinmesi söz konusudur.
Hakimin davaya bakamayacağı hallerin düzenlendiği CMK’nın 22. maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerin bulunması nedeniyle, davaya bakan hakimin çekinmesi durumunda, CMK’nın 30/1. maddesi uyarınca merciin, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirmesi yasal bir zorunluluk olmasına karşın, CMK’nın 30/2. maddesine göre, hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verecek ve çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkemeyi görevlendirecektir. Kanun koyucu CMK’nın 30/2. maddesindeki durumda, hakimin çekinmesinin somut olaya uygun olup olmadığını değerlendirerek, karar vermesi için merciye takdir hakkı tanımıştır. Bu takdir hakkı kullanılarak yapılan değerlendirme sonucu verilen kararın, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi hukuka uygun görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, Kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.