19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/9656 Karar No: 2021/4973 Karar Tarihi: 27.04.2021
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/9656 Esas 2021/4973 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Başvuru reddi nedeni bulunmayan ve mahkumiyet kararı verilen bir ceza davası temyiz edilmiştir. Temyiz isteği reddedilerek dosya incelenmiştir. Dosyada yapılan incelemede, sanıklar lehine hükümler içeren kanun maddeleri olduğu ve sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, suçlardan tek ceza verilerek artırım yapılmaması gerektiği, hak yoksunluklarına hükmedilirken bazı hükümlerinin iptal edildiği için yeniden değerlendirme yapılması gerektiği, suça konu eşyanın infazı kısıtlayacak şekilde imhasına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 43. maddesi, 53. maddesi; 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5/2. maddesi, 13/1. maddesi; 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 63. maddeleri; 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2019/9656 E. , 2021/4973 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, 2-Sanıklar hakkında 23/10/2013 tarihinde 5607 sayılı kanuna muhalefet suçundan dolayı 07/11/2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, yine sanıkların 05/11/2013 tarihinde aynı suçu işlemesi nedeniyle 07/11/2013 ve 09/05/2014 tarihinde iddianame düzenlendiği, mahkemece her üç dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirildiği görülmekle, sanıklara atılı eylemler arasında hukuki kesintinin bulunmadığı ve eylemlerin zincirleme suç oluşturduğu anlaşılmakla atılı suçlardan tek ceza verilerek 5237 sayılı Kanun"un 43. maddesine göre verilecek cezadan artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, her bir eylem için ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi, 3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 4- Suça konu eşyanın 5607 sayılı Kanun"un 13/1. maddesi delaletiyle TCK"nin 54/4. maddesi gereğince müsaderesi yerine infazı kısıtlayacak şekilde imhasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanıkların ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.