1. Hukuk Dairesi 2021/8198 E. , 2021/5820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : ... V.D.
Taraflar arasındaki davadan dolayı Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.10.2020 tarihli ve 2020/92 Esas - 2020/293 Karar sayılı hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin olan 30.06.2021 tarihli ve 2021/1059 Esas - 2021/3633 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, vekaletnamelerin davacıların mirasbırakanı ile davalılar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi amacıyla kullanıldığı, davacıların tasfiyeden doğan alacaklarını ayrıca isteyebilecekleri gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, “...dava konusu Diyarbakır"daki 42 ve 97, İzmir"deki 2 ve Gaziantep"teki 136 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davacıların mirasbırakanı ... ..."ın paylarının vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle el ve işbirliği içerisindeki davalılara temlik edildiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Bunun yanında, davalıların savunmalarında belirttikleri tasfiye anlaşmasına yönelik bir delil de ibraz edilebilmiş değildir. Hal böyle olunca, 42, 97, 2 ve 136 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki tapu iptali-tescil davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş; bozma sonrası 21.10.2020 tarihli duruşmada davacılar vekili dava konusu 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat etmiş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 42, 97, 2 ve 136 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne dair verilen karar Dairece; ".. 42, 97, 2, 136 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazlarının yerinde görülmediği ancak, feragat edilen parseller yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulmadığı, kabul kapsamına davalıların miras paylarının da dahil edildiği ve vekalet ücreti ile yargılama giderleri yönünden yapılan yanlışlığın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği belirtilerek hüküm düzeltilerek onanmış, anılan karara karşı davalılar vekili tarafından karar düzeltme istenmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, davalılar vekilinin dava konusu 42, 97, 2 ve 136 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ileri sürdüğü karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK"un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla bu parseller bakımından karar düzeltme isteğinin REDDİNE,
Davalıların vekalet ücretine yönelik karar düzeltme isteğine gelince;
Bilindiği üzere, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü olduğu gibi, HMK’nin 26/1. maddesine göre, hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Dairece, her ne kadar taraflarca temyiz konusu yapılmamış ise de, dava konusu 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davadan feragat edildiği halde bu taşınmazlarla ilgili mahkemece olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, HMK’nin 297/2. maddesi uyarınca bu hususun kamu düzeninden olması nedeniyle re’sen gözetildiği açıktır.
Hal böyle olunca, feragat edilen dava konusu 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
Ayrıca, dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın 300.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı ve kabul kapsamındaki 42, 97, 2 ve 136 parsel sayılı taşınmazlarda çekişmeye konu payların dava tarihi itibariyle keşfen 1.322.626,90 TL olarak saptandığı, ancak feragat edilen taşınmazların değeri keşfen saptanmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.
Aynı Yasanın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Harçlar Kanununun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
Hâl böyle olunca, feragat edilen dava konusu 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu 16. madde uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenmesi ve anılan parseller yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği de göz önüne alınarak, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği halde, bu hususun göz ardı edildiği karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan inceleme neticesinde anlaşılmış olmakla, Dairenin 30.06.2021 tarih 2021/1059 Esas 2021/3633 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının davalılar yönünden değinilen husus itibari ile ORTADAN KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.