21. Hukuk Dairesi 2018/689 E. , 2019/2464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının meslek hastalığı fark maluliyetinden kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının temyiz incelemesine konu eldeki davayı açarak daha önceden meslek hastalığı kaynaklı olarak tespit edilen %26,00 oranındaki maluliyeti nedeniyle...5. İş Mahkemesi"nin 1986/334 Esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, o dosyada davalının %80 oranında kusurlu olduğunu, meslek hastalığının meydana gelişinde %20 oranında da kaçınılmazlığın bulunduğunu, bu nedenle kendileri lehine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacının meslek hastalığı maluliyetinin zamanla artarak %58,00"e yükseldiğini ileri sürerek %32,00 fark maluliyet için ıslahla birlikte 10.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL de manevi tazminat isteminde bulunduğu, davacının aynı davalı ile SGK aleyhine açtığı maluliyet oranı tespit davasında ise davacının sürekli işgöremezlik oranının %32,20 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler ve özellikle davacının %26,00 sürekli iş göremezlik oranından kaynaklanan tazminatlarını 1986/334 Esas sayılı dosyada hüküm altına aldırdığı, son tespit edilen maluliyetinin ise %32,20 olduğu, buna göre eldeki dosyada taleplerine dayanak olan fark malulitet oranının aslında %6,20 olduğu gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 30.000,00 TL manevi tazminat fazladır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.