Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/2970 Esas 2020/17332 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2970
Karar No: 2020/17332
Karar Tarihi: 21.10.2020

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/2970 Esas 2020/17332 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2020/2970 E.  ,  2020/17332 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    İftira suçunun özel bir halini düzenleyen 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur.
    Somut olayda, hakkında mal beyanında bulunmama suçundan Beyoğlu 1. İcra Ceza Mahkemesince yakalama emri çıkarılan sanığın, kolluk kuvvetlerince bulunduğu otelde yakalanması esnasında yapılan kimlik kontrolünde hakkındaki yakalama kararının yerine getirilmesini ve işlem yapılmasını engellemek amacıyla üzerinde kendi fotoğrafı bulunan kardeşi ... ...’ye ait kimliği ibraz ettiği, polis memurlarının ilk bakışta fotoğraf üzerinde mühür bulunmaması nedeniyle kimliğin sahte olduğunu fark etmeleri üzerine gerçek kimliğini belirtip tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda; hakkındaki bütün işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun unsurlarının oluşmadığı gibi kolluk görevlilerine ibraz edilen kimliğe göre de bir resmi belgenin düzenlenmemesi nedeniyle TCK.nın 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan’’ suçunun da oluşmadığı, eylemin Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması” şeklinde tanımlanan “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, 5326 sayılı Kanunun 20/2-c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanunun 20/1. maddesi gereğince İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 21.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.