
Esas No: 2016/17050
Karar No: 2020/7445
Karar Tarihi: 18.11.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17050 Esas 2020/7445 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.05.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 29.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 19.03.1981 tarih, 1719 yevmiye numaralı ve 23.03.1981 tarih, 1764 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri gereğince muris .... adına kayıtlı ..... Mevkii 88 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar dava konusu taşınmazın davacıya satıldığını davayı kabul ettiklerini beyan etmişler, bir kısım davalılar ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin kadastro tespitinden önce düzenlendiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Dava açıldığında ölü olduğu anlaşılan bir kısım davalıların mirasçıları hakkında davacı vekili 31.01.2011 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/118 Esas sayılı dosyasında aynı gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmış açılan dava eldeki dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece, davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz kadastro tutanağına göre dayanak tapu kaydı gereğince 15.04.1983 tarihinde tarafların ortak murisi Hasan oğlu ......adına tespit edilmiş, yapılan kadastro tespiti askı ilanı sonunda 07.08.1984 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar dava konusu 88 ada 2 parsel sayısını alan taşınmazda elbirliği halinde maliktir. Aralarındaki sözleşme miras payının devri niteliğindedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunun " Kadastro Tutanaklarının kesinleşmesi ve Hak Düşürücü Süre" başlıklı 12. maddesinin 3. Fıkrasına göre; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Bu 10 yıllık süre hak düşürücü süredir ve resen gözetilmesi gerekir.
Davanın dayanağı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri 19.03.1981 ve 23.03.1981 tarihlerinde düzenlenmiş, dava 09.05.2006 ve birleştirilen dava 31.01.2011 tarihinde açılmış olup, kadastro tespitinin kesinleşme tarihine göre kadastro öncesi sebebe dayalı talep Kadastro Kanununun 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre dolduktan sonra yapılmış olduğundan, davayı kabul eden davalılar ..., ..., ..., .... ve ... dışındaki paydaş yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.