17. Hukuk Dairesi 2013/16149 E. , 2015/3016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davacıların desteğinin davalı şirkete trafik sigortalı aracı sevk ve idare ederken yaşanan çift taraflı trafik kazasında yaşamını yitirdiğini, davacıların zarar gören 3. Kişi sıfatı ile talepte bulunduklarını belirterek davacı ... için 13.500,00TL, davacı ... için 4.800,00TL davacı ... için 5.500,00TL, davacı ... için 7.500,00TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş iken; ıslah dilekçesi ile talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, sürücünün tam kusurlu olması nedeni ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; ıslah doğrultusunda davanın kabulü ile ... için 84.072,14TL , ... için 24.067,84 TL, 27.812,71 TL, 39.047,31 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trfaik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece ayrı bir kusur raporu alınmamış, kaza tespit tutanağına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Davaya konu kaza çift taraflı trafik kazası olduğundan ceza dosyası veya hazırlık evrakı getirilmek suretiyle tarafların kusur oranları belirlendikten sonra sonucuna karar vermek gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Kabule göre de; genel olarak bir kimse ancak ölümden önce bakmakta olduğu ve sağ kalsaydı, kuvvetli bir ihtimalle ileride bakacağı anlaşılan kişilerin desteğidir. Öyleyse bir başkasına “bakma” destek olmanın en önemli şartıdır. Bir babanın sağlıklı çocuğuna erginlik çağına kadar bakması ona destek olması tabiidir. Erginlik çağından sonra destek olması için eğitim, askerlik gibi durumların varlığı gereklidir. Bu nedenle yetişkin ve Geçimini sağlaması gereken çocuklar yönünden destek tazminatının istenmesi olanaklı değildir. Bununla birlikte günümüzde geçerli değer ölçülerinin bir sonucu olarak erkek ve kız çocuğunun bakım ihtiyacının sona erdiği tarih, genel olarak, eğitimin veya askerlik süresinin tamamlandığı yaştır. Kural olarak askerlik vazifesinin 22 yaşında tamamlandığının üstün olasılık olarak kabulü mümkündür. Elbette ki bu kural gerçeğin olasılıklara ve varsayımlara üstünlüğü ilkesini bertaraf etmez. Her somut olayın özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda somut olay açısından desteğin 8,10,2 yaşlarında olan çocukları açısından yüksek öğrenim göreceği ihtimaline dayalı 25 yaşına kadar destek hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilmesi de isabetli bulunmamıştır. Öte Yandan davacı çocukların yaşları gözetilerek Mk 185. Madde ve 327. Madde anlamında hesaplanacak yetiştirme giderinin de rapordan düşülmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.