Esas No: 2020/193
Karar No: 2021/596
Karar Tarihi: 01.02.2021
Danıştay 4. Daire 2020/193 Esas 2021/596 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/193
Karar No : 2021/596
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tasfiyesi 2009 yılında sona eren … Elektronik Limited Şirketi' nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının şirket hisselerini … tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararıyla devraldığı, devir işleminin Ticaret Sicil Gazetesinde 16/05/2005 tarihinde ilan edildiği, şirket hisselerini ise 22/02/2006 tarih ve 6 sayılı yönetim kurulu kararıyla devrettiği ve Ticaret Sicil Gazetesinde 07/04/2006 tarihinde ilan edildiği, … sayılı ödeme emri içeriği 2006 yılına ilişkin özel usulsüzlük cezasının davacının ortak olduğu döneme ait olduğu dikkate alındığında … sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, … sayılı ödeme emri içeriği borçların ise düzeltme fişleri ile terkin edildiği anlaşıldığından söz konusu ödeme emri hakkında karar verilmesine yer olmadığı, ancak bu ödeme emrinden kaynaklanan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin dava açılmasına sebebiyet verdiğinden dolayı davalı idareye yükletilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 2006 yılına ilişkin özel usulsüzlük cezasının ne şekilde kesinleştiğinin araştırılmadığı ve kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün (olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 7 gün) içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bu düzenlemeye göre şirket ortaklarının asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı hisseleri oranında sorumlu tutulabilmeleri için, borcun asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilmesi ve alacağın şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının asıl borçlu şirkette 09/05/2005 ila 22/02/2006 tarihleri arasında %25 hisseli ortak olduğu, şirketin 06/04/2008 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiyesinin 05/06/2009 tarihinde sona erdiği ve ticaret sicilinden silindiği, …'un 09/05/2005 ila 17/11/2006 tarihleri arasında şirket müdürü olduğu, …' nun ise 17/11/2006 tarihinden itibaren şirket müdürü ve sonrasında da tasfiye memuru olduğu, şirketin borçları için … adına ihbarnameler düzenlenerek tebliğ edildiği, … tarafından ihbarnamelere karşı açılan davanın … Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararı ile süre yönünden reddedildiği ve kararın kesinleştiği, sonrasında şirket borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla … adına düzenlenen 04/12/2012 tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada ise … Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle düzenlenen ihbarnamelerin … tebliğ edilerek takibe başlanılması gerektiği ve ortada usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilen bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği, diğer yandan borçların usulüne uygun olarak kesinleştiğinden bahisle … adına kanuni temsilci sıfatıyla ve aralarında davacınında bulunduğu şirket ortakları adına ise ortak sıfatıyla 27/09/2013 tarihli ödeme emirlerinin düzenlendiği ve bu ödeme emirlerine karşı taraflarca açılan davalarda da benzer gerekçelerle ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Mahkemece her ne kadar davacının ilgili dönemde şirket ortağı olduğu ve hissesi oranında düzenlenen … sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmiş olsa da, ödeme emri içeriği borcun şirketin tasfiyesinden önceki dönemde asıl borçlu şirket nezdinde veya şirketin tasfiyesinden sonraki dönemde şirketin kanuni temsilcileri nezdinde usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilmediği anlaşıldığından davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … sayılı ödeme emrinde ve aksi yöndeki Mahkeme kararının redde ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının redde ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 34. maddesinde, ikmalen ve re'sen tarh edilen vergilerin ihbarname ile ilgililere tebliğ olunacağı hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının asıl borçlu şirkette 09/05/2005 ila 22/02/2006 tarihleri arasında %25 hisseli ortak olduğu, şirketin 06/04/2008 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiyesinin 05/06/2009 tarihinde sona erdiği ve ticaret sicilinden silindiği, 2006 yılı özel usulsüzlük cezasına ilişkin borcun tahsili amacıyla ilgili dönemde şirket ortağı olan davacı adına hissesi oranında … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta asıl borçlu şirketin 05/06/2009 tarihinde tasfiyesinin tamamlanarak ticaret sicilinden silindiği dikkate alındığında, davacı şirket ortağı adına ödeme emri düzenlenmesinden önce yine hissesi oranında bir ihbarname düzenlenip tebliğ edilerek takibe başlanılması ve bu ihbarnameye konu amme alacağının ya dava açılmayarak veya dava açılması halinde davanın reddi üzerine kesinleşmesi sonrasında tahsiline yönelik olarak ödeme emri düzenlenmesi gerekirken davacı adına doğrudan ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.